10 Nisan 2012 Salı

Haldun keskin den zeytin yapraği çayi

Zeytin yaprağı, doğal bitkisel antibiyotik ve antioksidan olması nedeniyle hastalıklardan
korunma ve hastalıkların tedavisinde etkin rol oynayabilir. Zeytin yaprağında bulunan
""oleuropein"" ve ""eleonik"" asit aktif bileşiklerinin antimikrobiyal ajan olarak görev yaptığı
bilimsel araştırmalarca kaydedilmiştir. Bu maddelere bağlı olarak zeytin yaprağı çayı ile vücuda
giren mikropları, vücudun doğal bağışıklık sistemi tepki gösterinceye dek yavaşlatır
Zeytin yaprağı, etkileri sarımsak ve soğana da benzeyen doğal bir antibiyotik ve antioksidandır.
Düzenli olarak hastalıklardan korunma amaçlı tüketilebileceği gibi doğrudan hastalıkların
tedavisinde de kullanılabilir.
Zeytin ağacının tamamında bulunan ve acı-buruk bir tadı olan oleuropein, zeytinin işlenmesi
sırasında uzaklaştırılır. Oysaki zeytin ağacının hastalık ve zararlılara karşı direncini sağlayan en
önemli savaşçının oleuropein olduğu düşünülmektedir. Oleuropein' in içeriğinde bulunan
""elenolik asit"" ve oleuropein türevi olan ""kalsiyum elenolat"" çok çeşitli mikroorganizma
gruplarını uzak tutma özelliğine sahiptir.
Bugün çok az insan, zeytin yaprağının çok faydalı kullanımı kolay tıbbi bir bitki olduğunu bilir.
Zeytin yaprağı kullanımı daha çok Akdeniz ülkeleri insanları tarafından kullanılmakla beraber
son yıllarda birçok ülke tarafından da bitkisel ilaç olarak kullanılması bu konudaki araştırmalara
hız vermiştir.
ZEYTİN YAPRAĞI ÇAYININ YARARLI ETKİLERİ
ANTİMİKROBİYAL ETKİ
Zeytin yaprağı çay olarak tüketildiğinde vücuda alınan oleuropein iki enzim tarafından elenolik
aside dönüştürülür. Elenolik asit daha öncede belirttiğimiz gibi yüksek antimikrobiyal etkiye
sahiptir. Bakterilerin hücre duvarını etkiler ve böylece doğal yolla bağı-şıklık sistemi güçlenmiş
olur. Böylece birçok antibiyotiğe direnç kazanan mikro organizma ve dolayısıyla bunların neden
olduğu birçok hastalık doğal yollarla ortadan kaldırılmış olmaktadır.
ANTİOKSİDAN ETKİ
Soluduğumuz havadaki oksijen, vücut içinde serbest radikaller adı verilen ve toksik (zehirli)
etki gösteren bazı maddelerin oluşmasına neden olur. Demirin paslanması ve balığın sudan
çıktıktan sonra ölmesi, oksijenin zararlı etkilerine örnektir. Antioksidanlar, vücudumuzda
kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan veya dışarıdan sigara, alkol, kirli hava v.s. ile alınan
zararlı maddelerin (serbest radikallerin) nötralize edilmesini sağlar.
Antioksidanları n yardımı ile hastalıkların oluşumu önlenebilir, hormonal denge korunabilir,
yaşlanma süreci geciktirilebilir. Zeytin yaprağı ekstraktı yüksek antioksidan aktiviteye sahiptir.
Bu etki oleuropein bileşiğiyle beraber tabloda verilen diğer fenolik bileşiklerin sinerjik etkileri
sonucu meydana gelir. Vitamin C ve E nin gösterdiği antioksidan aktivitenin yaklaşık 2,5 katı
kadar daha yüksek bir antioksidant aktiviteye sahiptir.
KORONER DAMARLAR ÜZERİNE ETKİSİ
İn-vivo şartlarda yapılan birçok çalışma oleuropein' in vasodilator (damar genişletici) etki
yaptığını, tansiyonu düşürdüğünü ve anti-aritmik özellik gösterdiğini ortaya koymuştur. Aynı
zamanda LDL kolesterol seviyesinde düşmeye neden olduğu sonucuna varılmıştır. Kalp
rahatsızlıklarında zeytin yaprağı çayı ile iyi sonuçlar elde edilmektedir. Laboratuar ve klinik
çalışmaların sonucu olarak, zeytin yaprağı çayı kalp yetmezlikleri, damar tıkanıklıkları üzerinde
de etkili bulunmuştur.
HYPOGLİSEMİK ETKİSİ (KAN ŞEKERİ SEVİYESİNİ DÜZENLEME )
Yine yapılan in-vivo (canlı vücudunda) çalışmalarda, zeytin yaprağının etken maddesi
oleuropein, hipoglisemik etki göstermiş ve yüksek kan şekeri seviyesinde düşme gözlenmiştir.
ZEYTİN YAPRAĞI
Zeytin ağacı (Olea europaea) Oleaceae familyasına ait herdem yeşil bir bitkidir. Zeytin
yaprakları binlerce yıl önce insanlar tarafından hastalıkların tedavisinde çare olarak
kullanılmıştır. Son yıllarda dünyada, doğal organik bitkiler üzerindeki araştırmalar gittikçe
önem kazanmaktadır. Özellikle Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsü zeytin yaprağının 21.
yüzyılın en önemli doğala antimikrobiyal, antiviral bir etkiye sahip çok önemli bir bitki olduğunu
belirtmiştir. Bu konuda 69 kitap, 1800 den fazla makale, dergi ve çeşitli yayınlar yapılmıştır.
Zeytin ağaçları dünyadaki en dayanıklı ağaçlardandır. Uzun süreli yaşamlarını büyük ölçüde
kendilerine hastalık ve zararlı-lara karşı direnç kazandıran ""oleuropein"" adlı bir madde
üretmelerine borçludurlar.
40 yılı aşkın bir süredir kullandığımız antibiyotiklere karşı artık çoğu mikroorganizma direnç
kazanmıştır. Geçmiş zamanlarda antibiyotiklerle tedavi edilebilen birçok hastalık, artık tedavi
edilemez hale gelmiştir. Bakterilerin ve virüslerin bu ilaçlara daha dirençli hala gelmeleri
antibiyotiklerin aşırı doz alımı ya da yanlış kullanılmasının bir sonucudur. İşte zeytin
yapraklarında bulunan ""oleuropein"" maddesi ve hidrolizleri, antibiyotiklere direnç kazanmış
mikroorganizmalar üzerinde etkili ve çok değerli bir bileşendir.
Bugüne kadar zeytin yaprağında 100'e yakın madde elde edilmiştir.(Bkz Tablo 1) Yaprakta
bulunan bu maddeler zeytin çeşidini uygulanan kültürel tedbirlere, yetiştiği bölgeye ve hasat
zamanına göre farklılıklar gösterir. Yaprakta bulunan fenolik ve flavonait bileşikler vücudun
bağışıklık sistemini güçlendirip hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlar. Yaprakta 60-90mg/gr
oranında oleuropein bileşiği bulunmaktadır.
ZEYTİN YAPRAĞININ ETKİLİ OLDUĞU DİĞER RAHATSIZLIKLAR VE
MİKROORGANİZMALAR
Kan Şekeri Seviyesini Düzenleme
LDL Kolesterol Seviyesini Düzenleme
Antioksidan Etki
Bronşit
Soğuk Algınlığı
Kulak Enfeksiyonları
Toplayan: Cem Sezer YIYECEK-1.DOC / 34
Fibromalarya
Fungal (Mantar) Enfeksiyonları
Herpes Virüsü
Salmonella sp.
Kandidiyasis
Dizanteri
Streptococcus sp.
Kandidiyasis
Dizanteri
Streptococcus sp.
Hepatit A,B,C
Zatürre
Cilt Rahatsızlıkları
Zona
Romatizmal Hastalıklar
ZEYTİN YAPRAĞI ÇAYI KULLANIM ÖNERİSİ
Bir çay kaşığı kuru yaprak, bir bardak sıcak suya konur ve 2-3 dakika demlenmeye bırakılır..
Süzülür ve böylece zeytin yaprağı çayı hazırlanmış olur. Günde 2-3 bardak önerilen dozdur.

Etiketler: ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa