GÜNEŞ IŞINLARINA KARŞI KORUYUCU BRONZLAŞTIRICI PREPARATLAR
Güneşten koruyucu preparatlar deriye ulaşan UV ışının miktarını kontrol eden, deriyi güneş yanığından korurken, hızlı ve düzenli bir bronzlaşmayı sağlayan preparatlardır. Bunu da kimyasal olarak UV ışınlarının zararlı kısımlarını absorplayarak uzun dalga boylu ışınları geçirerek yada fiziksel olarak ışınlan yansıtıp, dağıtarak birim yüzeydeki yoğunluğu azaltma mekanizması ile yaparlar.
Ayrıca, son yıllarda güneş ışığına maruz kalmadan bronzlaştırıcı olarak kullanılan bazı preparatlara da başvurulmaktadır.
Güneş Işığının Etkileri ve Güneşten Koruyucu Ürün Seçimi:
Elektromanyetik radyasyonun kaynağı olan güneşten yayılan radyasyon 400 - 800 nm arasındaki görünür bölgeyi kapsar. 800 nm'nin üzerindeki ışınlar infrared bölgeyi oluşturur ve gözümüzle görmediğimiz, ancak ısısını hissettiğimiz bölgedir. 400 nm'nin altında kalan bölge ise ultraviyole (UV) bölgesi olup, güneş ışınlarının deri üzerindeki etkileri ve güneşten koruyucu ürünler ile ilgili olan optik bölgedir.
Şekil: Elektromanyetik radyasyonun dünya yüzeyindeki dağılım şeması
UV bölgesi 3 alt bölgede incelenir:
• UV-C (100 - 280 nm dalga boyu) atmosferde m o leküler oksijen ve ozon tabakası tarafından absorplanır. Ozon tabakası 300 nm'nin altındaki radyasyonu absorplar. Bu koruyucu tabaka olmadan insan cildi yüksek enerjili radyasyona maruz kalır. UV-C ışınları doku için zararlıdır ve çok şiddetli ani güneş yanığına neden olur. UV-C ışınları özellikle göz için zararlıdır. Karsinojeniktir.
• UV-B (280 - 315 nm dalga boyu) güneş yanığı veya eritem bölgesi olarak adlandırılan güneş yanığından asıl sorumlu olan banttır. Oluşan eritem reaksiyonları 12-24 saatte maksimuma ulaşır. Ama takip eden birkaç günde geçer. Yıllarca tekrarlanan şekillerde güneşe maruz kalan deride erken yaşlanma, daha ileri safhalarda ise deri kanseri görülebilir. UV-B, vitamin D'nin sentezinden sorumludur. Deride melanin pigmentinin oluşumunda etkili en önemli banttır.
• UV-A (315 - 400 nm dalga boyu) diğerlerine göre daha düşük güneş yanığı oluşturma potansiyeline sahip olmakla birlikte deri yüzeyinde 100 pırı derinliğe kadar etki ederek kronik zararlar oluşturur.
UVB UVA Üst deri Alt deri Deri alt dokusu Deri UV ışınlara maruz kaldığında korunma mekanizması olarak Stratum corneum kalınlaşır ve melanositlerde melanin pigmenti sentezlenir. Melanin UV radyasyona karşı cildi koruyan en önemli faktördür. Ciltte renk oluşumu ve Stratum corneum'un kalınlaşması neticesinde bir hafta süresince güneş ışınlarına maruz kalmakla güneş yanığına karşı hassasiyet azalır. UV-A ve -B'ye etkili olan preparatlann yanı sıra uygun antioksidan (antiserbest radikal) ve karışımları (a-tokoferol v.b.) kullanılmalıdır.
Güneş ışınlarına karşı kullanılan maddeler;
• Güneş ışınlarının zararlı kısımlarını absorbe ederek veya
• Işınları dağıtarak etkili olurlar.
Ayrıca deriyi boyayan maddeler de vardır.
Kimyasal Güneşten Koruyucular:
Kimyasal güneşten koruyucular UV radyasyonun eritem meydana getiren bölgelerini absorbe eden maddelerdir. Bu maddeler ışığın enerjisini emerler ve sonra da emilen bu enerjiyi ortama zararsız bir ısı olarak dışarı verirler, kendi orijinal durumlarına geri dönerler. Kullanım oranlan %0.4 - 6.8 arasındadır. Bunlar UV-B absorbe edici maddelerdir. UV-B absorbanı olan maddelerin bazıları ayrıca UV-A'yı da absorbe etme özelliğine sahiptir.
Avrupa Birliği tarafından kullanılmasına izin verilen UV-B ve UV-A absorbanı maddeler:
Bu maddelerin sahip olması istenen özellikler şöyle sıralanabilir;
• Toksik olmamalı ve vücut metabolizmasına etki etmemelidirler,
• Dermatolojik olarak zararsız olmalı ve hassasiyete sebebiyet vermemelidirler,
• Eritem oluşturan ışınları absorbe etmelidirler,
• Işığa karşı sebatlı olmalıdırlar,
• Uçucu olmamalı ve uygun bir çözünme oranı göstermelidirler,
• Rutubet ve terle parçalanmamalıdırlar,
• Fena kokulu olmamalıdırlar,
• Deriden absorbe edilmemelidirler.
Bu tür maddeler vücut üzerinde geniş bir yüzeye uygulandıkları ve her yaşta kişiler tarafından kullanıldıkları için kesinlikle farmakolojik ve toksikolojik testler yapılmalıdır.
Minimal Eritemal Doz (MED):
Suni güneş ışığı veren lambalar ile vücudun bir kısmında eritem ve bronzlaşma süresi ve durumu saptanabilir. UV lambasının 6 saat sonra oluşturduğu ve 24 saat sonra dahi belirgin olarak görülen eritem, minimal eritemal doz (MED) olarak ifade edilmektedir. Güneş ışınlarına karşı koruyucu olarak kullanılan maddeler UV radyasyonun minimal eritemal dozunu en az 25 defa düşürebilen maddeler olmalıdır. İdeal bir madde 20 dakika süresince güneş etkisinde bırakılan ciltte oluşan eritemi 8 saat geciktirebilen maddedir. Gerek güneş ışınlarının zararlı etkilerini absorbe ederek, gerekse ışınları dağıtarak tesir eden preparatlara antisolar preparatlar denir. Antisolar preparatların hazırlanmasında koruyucu faktörün bilinmesine gerek vardır.
Güneşten Koruma Faktörü (GKF):
GFK = Antisolar madde ile eritem teşekkül eşitliği/ Antisolar maddesiz eritem eşitliği
Örneğin, herhangi bir koruyucu ile korunmamış deri güneşe maruz kaldıktan 20 dakika sonra hafif bir güneş yanığı gösterirken aynı deri güneşten koruyucu bir preparat ile korunursa bu süre 60 dakikaya çıkar. Böylece, bu ürünün koruma faktörü 3 olacaktır.
GKF değerini saptamak için yapılan klinik denemelerde önemli faktörlerden biri deri tipidir. Tabloda gösterildiği üzere güneş ışınlarına maruz kalındığında verdiği tepkiye göre 6 adet deri tipi vardır. Bu deri tipleri kişinin güneş yanığına eğilimini ve pigmentasyon derecesini gösterir.
Bir güneşten koruyucu ürünün suya dayanıklı olması için 40 dakika, su geçirmez olması için 80 dakika su içinde kaldıktan ve artan derecede aktivite gösterdikten sonra GKF değerinin değişmemiş olması gerekmektedir. Bu şartların sağlanması için gerekli denemelerin yapılması FDA tarafından zorunlu tutulmaktadır.
FDA tarafından önerilen GKF sınıflandırması:
FDA etikette bildirilen GKF'nün en fazla 30 olması gerektiğini, daha yüksek GKF'ü içeren ürünler için "30+" veya "30'dan fazla" denmesinin uygun olduğunu bildirmiştir. Yüksek GKF fotoduyarlık reaksiyonları gösteren, dertmatolojik olarak risk grubunda olan şahıslar ve çocuklar için uygundur.
Fiziksel Güneşten Koruyucular:
Opak toz maddeler (fiziksel güneşten koruyucular) kuru halde veya bir çözücü içinde deriye uygulandıkları zaman ışınlan dağıtıcı rol oynarlar. Bunlardan çinko oksit en etkili olanıdır. Kaolin, kalsiyum karbonat, magnezyum oksit, titanyum dioksit ve talk aynı biçimde kullanılan maddelerdir. Partikül büyüklüğünün etki dereceleri üzerinde önemli bir rolü vardır.
Fiziksel güneşten koruyucuların avantajları:
• Deriye sürüldüklerinde belirgin olduklarından dolayı, nereye uygulandıklarını görmek kolaydır. Böylelikle, boş yer bırakmadan uygulamak mümkün olabilmektedir.
• Hem UV-A, hem de UV-B'ye karşı çok iyi bir koruma sağlarlar.
• Bu maddeler kullanıldığında allerji veya foto allerji çok nadiren görülür.
Fiziksel güneşten koruyucuların dezavantajları:
• Opak olduklarından dolayı kolayca farkedilirler (çinko oksit) veya kişiye maske kullanıyormuş görüntüsü verirler (titanyum dioksit ve talk). Bazı üretici firmalar çinko oksitin bu uygunsuzluğunu değişik renklerle formüle ederek gidermeye çalışmaktadır. Çocuklar ve cankurtaran olarak plajlarda görev yapan kişilerin ıhlamur yeşili, açık mavi veya sarı çinko oksit içeren ürünleri kullanmaları rahatsız edici değildir.
• Fiziksel güneşten koruyucu preparatlar suya dirençlidirler. Ancak güneşin etkisi ile ısınma sonucu erimeye eğilimli olduklarından dolayı iki saatten daha uzun süreli güneş banyolarında tam bir koruma sağlayamazlar.
Bu dezavantajlarına rağmen hem LJV, hem de görünür ışığa duyarlı olan şahıslarda kullanılmaları zorunludur. Genellikle burun, kulaklar, dudaklar gibi sınırlı alanlarda kullanılırlar. Sürekli güneş altında kalan ve açık tenli kişilere (deri fototipi İ-IV), cildi duyarlı olan çocuklara güneşten koruma faktörü (GKF) yüksek olan güneşten koruyucular tavsiye edilmelidir. Güneşe açık olan deri bölgelerinde vitiligosu olan hastalar normal deri rengine uygun renkte fiziksel güneşten koruyucu preparatlar kullanmalıdır.
Yapay Güneş Yanığı Oluşturan Ürünler (Yapay Bronzlaştırıcılar):
Güneşe maruz kalmadan cilde bronz renk kazandıran ürünlerdir. Güneş ışığının cilt üzerindeki zararlı etkileri nedeniyle son yıllarda yapay güneş yanığı oluşturan ürünler popüler olmuştur. Genellikle %5 oranında dihidroksi aseton içeren emülsiyon şeklindeki ürünlerdir. Derinin yapısındaki protein ve peptitlerin serbest amino gruplarının, basit şekerlerin aldehit grupları ile reaksiyona girmesi sonucu kahverengi bir renk veren başlıca melanoidin isimli bir madde oluşur. Böylece koyu renkli cildin güneş ışınlarını absorbe etmeye ve derin tabakalarda oluşacak hasarı önleme olasılığı artar. Uygulamadan sonraki birkaç saat içinde doğal bir güneş yanığı rengi oluşur ve epiderrnis canlı kaldığı süre boyunca etkinliğini korur. Deri tipine ve kalınlığına bağlı olarak beklenenden daha soluk renkler oluşabilir. Yine derinin yapısına bağlı olarak renklenmenin görülmediği durumlar da bildirilmiştir.
Bunlardan dihidroksi aseton (DHA), 5-hidroksi 1,4-naftokinon (juglon) ve eritruloz son yıllarda formüllere girmeye başlamıştır.
Güneş ışınlarını dağıtıcı ve absorbe edici biçimde rol oynayan ve deriyi boyamak suretiyle bronzlaşmayı sağlayan preparatlar değişik şekillerde formüle edilmektedirler.
Bu preparatlar;
• Emülsiyon bazlı formülasyonlar (kremler ve losyonlar, köpükler),
• Yağlı sıvağ bazlı formülasyonlar (mum tipi preparatlar, sıvı preparatlar),
• Emülsiyon bazında dağıtılmış metal oksitler,
• Jeller veya aeresoller şeklinde olabilirler.
Krem şeklinde hazırlanan preparatlar sürüldüklerinde çok ince bir film tabakası oluşturmalıdırlar. Bu film çok yağlı ve parlak görünümlü olmamalı, deniz suyu tarafından kolayca sürüklenmemelidir.
Bu ürünlerde de özellikle farklı sıcaklık koşullarında bekletilerek stabilité testlerinin ve kozmetik ürünler için bildirilen testlerin tümünün yapılması gerekir.
Güneşlenme Sonrası Kullanılan Ürünler:
Güneş banyosundan sonra cildi serinletmek, nemlendirmek ve rahatlatmak amacıyla kullanılan ürünlerdir. Genel olarak düşük viskoziteli Y/S tipi emülsiyon formunda hazırlanan losyonlardır. Serinletici etki yüksek orandaki su içeriğine bağlıdır. Bazen alkol eklenerek bu etki arttırılabilir. Gliserin, propilen glikol ve kollajen nemlendirici olarak; allantoin, o-bisabolol, pantenol ve Aloe vera ekstreleri ise enfeksiyonlara karşı cildi korumak amacıyla formülasyona ilave edilmektedir. Ayrıca, vitamin A ve E eritemi iyileştirmek ve epitelizasyonu arttırmak için kullanılmaktadır.
Tropikal Yağlar:
Çok az güneşten koruyucu madde içerir yada hiç içermez. Yeni yanmış cildi güneşin kurutucu etkisinden, rüzgar ve sudan korumak amacıyla kullanılan preparatlardır. Hindistan cevizi yağı, kakao yağı ve hurma çekirdeği yağı kullanılan doğal yağlar arasında yer alır. Bu yağlar kakao ve vanilya gibi doğal kokularla parfümlendirilirler.
Güneş Yanığı Tedavisinde Kullanılan Maddeler:
Uzun süre güneşte kalmak çok tehlikeli yanıklar oluşturabilir. Ağrılı durumlarda bazı preparatlar uygulanabilir. Bunlar kalamin losyona benzeyen çinko veya tannik asit taşıyan şekillerdir. Sulu çözeltilerin ve Y/S tipi emülsiyon şeklindeki koruyucu ve serinletici preparatlann formülasyonuna klorlu bileşikler ve lokal anestezikler ilave edilebilmektedir. Tahriş olmuş cildi düzeltmek, hafif güneş yanığını gidermek amacıyla allantoin, a- bisabolol, pantenol ve Aloe vera gibi maddeler de eklenebilir.
Yanık tedavisi için;
Çinko oksit 15
Talk 15
Bentonit 5
Propilen glikol 5
içeren formül kullanılabilir.
Etiketler: Cilt Bakımı, Güzellik, Kozmetikler
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa