13 Eylül 2010 Pazartesi

YİYECEK OLARAK OTLARIN TOPLANMASI VE HAZIRLANMASI

Yiyecek olarak neler toplanmalıdır?
Bir yol kenarından, çayır ve meradan, ormandan daha doğrusu doğal ortamlardan toplanan otlar, işlenen, gübre, ilaç ve farklı sentetik maddelerin uygulandığı bağ, bahçe ve tarladan toplanan otlardan çok daha besleyici ve zengindir. Sebze ve salata için ilkbahardan kışa kadar yeşillikler bulunabildiği gibi, yazında hoş kokulu bitki ve tohumlar toplanabilir. Sağlıklı çaylar için bütün yıl yaprak, çiçek ve kök bulunabilir.
Birçok yabancı ot yılda iki defa toplanabilir. Örneğin; erken İlkbaharda aslan dişi (Taraxacum officinale), sivri yapraklı sinir otu (Plantago lenceolata) ve ısırgan (Urtica dioica) çayır,çit ve yol kenarlarında bulunabilir.Yazın çayırlar biçildikten sonra aynı bitkileri taze olarak tekrar bulunabilir.
Birçok bitkinin sadece yaprak ve çiçeği değil kökleri de kullanılır. Bunun en tanınmış örnekleri aslan dişi (Taraxacum officinale), karahindiba (Cichorium intybus) gibi. Yapraklarından sebze ve salata, çiçeklerinden jöle ve reçel, köklerinden de kahve yapılabilir. Yetiştiği alanlarda bu bitkiler köklenip çıkarılırsa bir daha bunlardan yararlanma olanağı bulunmaz.
Nerelerden toplanmalıdır?
Yenecek bütün otlar pratik olarak bağ, bahçe, tarla, çayır, mera, yol kenarları, su kenarları ve yetişmesine uygun her yerde bulunabilir. Yenecek bu otların her yerden toplanmaması gerekir. Örneğin; trafiğin yoğun olduğu yol çevrelerinden toplanmamalıdır. Arabaların ekzosundan çıkan gazda kurşun dâhil birçok zehirli maddeler bitkiler tarafından tutulmaktadır. Yine; araba tekerlerinin yapısında bulunan birçok kanserojen maddeler sürtünme sonunda etrafa dağılarak bitkilerce tutulmaktadır. Buralardan toplanan otlarla yapılacak yiyecekler mide ve karın ağrılarına sebep olduğu gibi, kansere kadar varan birçok hastalıklarında kaynağını oluştururlar.
Yeni gübrelenmiş bağ, bahçe, tarla, çayır ve mera dan da otlar toplanmamalıdır. Hatta bu şekilde gübrelenmiş meralar da hayvanların da 2–4 hafta otlatılmamaları gerekir. Unutulmamalıdır ki insan midesi koyun ve inek işkembesinden daha dayanıklı değildir. Kimyevi gübreler içerdikleri elementlerle bitki için yararlı olurken, insan ve hayvanlar için bu haliyle zehir oluştururlar. Çiftlik gübresinin oluşturduğu koku ve başlangıçta nitriğin olumsuz etkisi sebebi ile uygulama yapılan yerlerden de başlangıçta ot toplanmamalıdır.
Zirai mücadele ilaçlarının kullanıldığı alanlardan da başlangıçta ot toplanmamalıdır. Uygulanan ilacın etkisinin tamamen ortadan kalktıktan sonra toplanmalıdır. Kullanılan ilaçların etkisi kısa veya uzun sürebilir. Burada, ilacın çeşidi, iklim şartları, toprağın yapısı, kültür bitkisinin türü ve diğer nedenler çok önemlidir. Sağlıklı yaşamak isteyen insan doğayı ve doğada olan olayları çok iyi bilmesi ve takip etmesi gerekir.
Fabrika çevresinden de ot toplanmamalıdır. Fabrika üretim artıkları birçok zehirli maddeleri içerebildiği gibi, fabrika dumanı da çevredeki otların zehirlenmesine sebep olabilir.
Tokat ilinde olduğu gibi şehir çöplerinin döküldüğü yeşil ırmak çevresine benzer yerlerden de ot toplanmamalıdır. Burada hem toprak, hem su ve hem de hava kirliliği sağlığı bozacak oranlarda yüksek olmaktadır. Bu çöpler ayrılmadan her türlü zehirli maddeleri içerdiği için sadece insan sağlığı için değil hayvan ve bitki sağlığı içinde olumsuz ortam oluşturmaktadır. Bitki ve hayvan yaşantısını olumsuz etkileyen etmenler insan sağlığını da tehlikeye düşüreceği unutulmamalıdır.
Bu anlatılanlar doğrultusunda okuyucular şu soruyu sorabilirler. Otları nereden, nasıl toplamalıyız? İlk önce bakkaldan, pazardan veya süper marketten sebze alır gibi doğrudan ot toplayamayız. İnsan biraz gözünü açarak doğayı tanımaya çalışmalı ve doğadaki olayları takip etmelidir. Zira bugün doğadan ne anladığımızı sorgulamak gerekiyor.
Esas olarak bağ, bahçe, tarla çayır ve meradan nasıl yararlanmamız gerekiyorsa, doğadan da aynı şekilde, hatta daha dikkatli yararlanmalıyız. İnsan kültür alanlarında üretim yaparken, üretime büyük katkılar sağlamaktadır. Hâlbuki doğada insanın topladığı otlara verdiği bir şey yokken, aldığı çok fazladır. Buda bu bitkilerin ve hatta yaban hayatının zamanla azalmasına ve o ortamdan kaybolmasına sebep olur. Doğada üretimine katkıda bulunmadan bir bitki ve hayvanın neslini o ortamdan yok edecek şekilde tüketme hakkı kimseye verilmemelidir.
Doğada gezinti yaparken, çiftçinin ne kullandığı gözlenmeli, hangi yolda trafiğin yoğun olduğu, toplanacak bitkilerin bulunduğu yerin topoğrafik durumu ve buna benzer durumlar takip edilmelidir. Gezinti esnasında hangi bitkiye nerede rastlanıldığı not edilmelidir. Ot toplanan yerde zirai mücadelenin yapılıp yapılmadığı bilinmelidir. Şüpheli yerlerden toplama yapılmamalıdır. Yoğun kokunun olduğu, yavaş akan su kenarlarından da otlar toplanmamalıdır. Sonuç olarak ot toplanan yerlerin kirlenmemiş, temiz alanlar olması gerekmektedir.
Kim ki gözünü açarak doğada gözlemini iyi yaparsa, sağlıklı ve temiz bitkileri toplayacak yeteri kadar yer bulabilir. Bu yerlerin iyi belirlenmesi toplamayı kolaylaştıracaktır. Toplarken de dikkatli davranmak gerekir. Zira aynı bitkiye daha sonrada ihtiyaç duyulacağı unutulmamalıdır.
Otlar doğada olduğu gibi, tarla, bağ, bahçe, çayır ve merada da bol miktarda bulunur. Yalınız, buralarda kullanılan zirai mücadele ilaçları, gübreler ve diğer kirleticilerin oluşturduğu olumsuzluklar iyi bilinmelidir.
Organik(doğal, biyolojik, ekolojik, sürdürülebilir) tarım olarak nitelenen ve her geçen gün uygulaması artan tarım alanlarından herhangi bir şüpheye kapılmadan rahatça otlar toplana bilinir. Çeşitli isimlerle adlandırılan bu tarım şekli, doğayı zararlandırmadan doğadan yararlanma sanatıdır. Diye tarif edilmelidir.
Nasıl Toplanmalıdır?
Doğada bitki toplarken en taze yaprak ve sürgün ile en baharatlı kısmı alınmalıdır. Hiç
bir katkımızın bulunmadığı bu doğa bahçesine bir misafir gibi dikkatli girmeli ve hareket etmelidir. Hiçbir zaman bitkinin bütünü alınmamalıdır. Eve giren hırsız gibi doğa zar arlandırılmamalıdır. En doğrusu bitkinin taze kullanılacak kısımları keskin bir bıçakla alınırken diğer kısımları zararlandırılmamalıdır. Yaprakları alınacak bitkilerin makasla sadece fazla zarar vermeden kullanılacak kısım alınmalıdır.
Doğada bitki toplayıcılar doğayı iyi tanımalı, hangi bitkiyi nasıl toplaması gerektiğini bilmelidir. Ülkemizde belirlenen 9500 tür bitkinin 3064 bini endemiktir. Yani dünyada sadece ülkemizde bulunmaktadır. Bu türlerin korunması insanlık görevidir. Tükenip yok oldu mu bir dünya mirası da geri gelmemek üzere kaybolup gidecektir. Gelecek nesillere o zaman bu bitkilerin ancak resim ve şekilleri gösterilir.
Ülkemizdeki endemik bitkilerin bir listesi çıkarılarak doğaya ilgi duyan herkese öğretilmelidir. Bu konuda özellikle sık sık televizyon programları düzenlenmelidir. Konunun uzmanları sadece ülkemizin bir zenginliği olan bu endemik bitkileri tanıtmalı ve önemi vurgulanmalıdır. Özellikle üniversitelerde bu bitkilere yönelik yayınlar teşvik edilmelidir. Toplum hizmetinde kar düşünülmez. Bunun karı zaman içerisinde toplumun kültür düzeyinin yükselmesi ile görülecektir.
Doğayı yaşanır hale getiren en temel unsur bitkidir. Bir yerden bitkiler uzaklaştırıldı mı orada o bitkiyle ilgili bütün canlılarda ortadan kaybolur. Bir yerin yaşanır olması üzerinde
taşıdığı bitkilerin çeşitliliği ve çokluğuna bağlıdır. Genellikle güzellik örneği olan cennet bu şekilde tarif edilir. Bunun içinde, bitkiyi tanımadan doğayı sevmek, sağlıklı yaşamak mümkün değildir. Bir yerde doğal yapı bozuldu mu o ortamda bulunan insanda dâhil bütün canlıların yaşantısı olumsuz etkilenmektedir.
Bitkilerin Hangi Kısımları Toplanmalıdır?
Genellikle bitkilerde belli bir kısım toplanır. Örneğin; papatyada çiçek, nanede yaprak, meyan otunda kök, kuşburnunda meyve, meşede kabuk, ketende tohum, keberde çiçek tomurcuğu toplanan organları oluşturur (18).
Ne Zaman Toplanmalıdır?
Toplayıcı, topladığı bitki kısımlarında etkili maddenin en yüksek olduğu zamana göre hareket etmelidir. Bu zaman çeşitli bitki türlerinde farklılık göstermektedir.
Genellikle kök ve kök parçalarının hasadı gıda maddesinin kökte en fazla biriktiği son baharda toplanır. Toplanan bu kök parçaları kurutulmadan önce yıkanarak topraktan arındırılır.
Yaprak hasadı yapılan bitkilerde toplama, çiçeklenme zamanında yapılmalıdır. Burada yapraklar tam olarak gelişmiş ve böceklerce yenmemiş olmalıdır. Yaprakları salata olarak kullanılan bitkiler günün her saatinde toplanabilir. Ancak, toplandıktan hemen sonra kullanılmalıdır.
Çiçeklerin toplanmasında her hangi bir öneri yapılmamışsa taç yaprakları dökülmeden kısa bir zaman önce toplanmalıdır. Bazı bitkilerdeki çiçekler aynı zamanda açmadığından belli aralıklarla toplanması yerinde olur. Aslan dişi (Taraxacum officinele), Koyun gözü (Bellis perennis), papatya (Matricaria chamomilla) öğleye doğru toplanmalıdır. Bu esnada hafif solmuş ve çiğ damlaları üzerinden buharlaşmıştır.
Meyvelerin toplanmasında ise tam olgunluğa erişmesi beklenir. Zira tam olgunlaşmamış veya fazla olgunlaşmış meyveler kurutma esnasında bozulabilir.
Kabuk ve tomurcukların toplanması genel olarak İlkbaharda yapılmaktadır. Özellikle yaprakları,,çiçekleri veya kendisi toplanan bitkiler yağışsız günlerde,özellikle çiğ kalktıktan sonra toplanmalıdır.
Bitkiler Neler İçerisine Toplanmalıdır?
Doğada bitki toplarken en uygunu sepettir. Toplanan bitki yerinde temizlenmeli, solmuş yapraklar atılmalıdır. Yaprak ve çiçekler sepet içerisine soldurulmadan konmalıdır. Sepetin altına nemlendirilmiş gazete konursa toplanan materyal uzun süre taze tutulabilir. Yaprak ve çiçekler aynı gün içerisinde kullanılmalıdır. Aksi halde, hem tatlarını hem de çiçeklerini kaybederler. Bu bitki kısımları 2–3 gün buzdolabının sebzelik kısmında
korunabilir. Toplanan bitkiler genelde taze olarak hazırlanmalıdır. Uzun süreli toplamalarda plastik torbalar uygun değildir. Bitkiler plastik torbada ezilebilir, terler ve kısa zamanda bozulurlar.

Etiketler:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa