31 Aralık 2013 Salı

Siyah noktasız bebek gibi bir yüz için yüz maskesi

Evde kolayca bulabileceğiniz malzemelerle hazırlayabileceğiniz bu karışımları deneyerek farkı görebilirsiniz.Siyah noktaların sonu geliyor
Malzemeler:
Limon suyu + yoğurt
Hazırlanışı: Bir kase yoğurda bir limonun suyunu karıştırın.
Sürülüşü:
Bu karışımı, gözlerinize gelmemesine dikkat ederek yüzünüze yayın ve 15 dakika bekleyin. Yüzünüzde kuruyan maskeyi ılık suyla yıkayarak çıkarın.

Etiketler: , ,

Şems Aslan ~ Kısa zamanda fitleştiren anti-toksit zayıflama formülü


Şems Aslan zayıflayıp ve fit bir vücutla girmek isteyen hanımlar için, muhteşem ve kolay bir zayıflama formülü açıkladı.

Malzemeler :

* 1 adet kırmızı pancar (çiğ olacak),
* 1 adet havuç,
* 3 adet yeşil ve ekşi elma,

Hazırlanışı : Tüm malzemeyi kabuklar ile rendeleyerek karıştırın. 150-170 dereceye kadar önceden ısıtılmış fırına koyarak yakmadan 30-35 dakika kavurun. Elde edilen malzemeden, 2 yemek kaşığı alarak bir su bardağı kaynar suya koyarak 5 dakika demlenmesini bekleyin. Zayıflamak için 5 gün bu karışımdan sabah ve akşam aç karnına 1 su bardağı için.

Ayrıca sürekli ilaç kullananların sabah aç karnına bu karışımdan 1 bardak içmesi ilacın toksik etkisinin vücuttan atılmasını sağlar.

Etiketler: , ,

27 Aralık 2013 Cuma

Selülit Önleyici selülitlerin bitkilerle tedavisi

Tatil mevsiminin gelmesiyle birlikte gardıroplardan çıkarılan mayo ve bikinileri giymenizi engelleyen selüloitlerinizden bitkisel maskeler ve tedavilerle kurtulabileceğinizi biliyor musunuz? İşte kadınların en büyük kâbuslarından olan selülitlerin bitkilerle tedavisi için birbirinden faydalı yöntemler…

Sirke maskesi

Bu yöntem için sadece doğal elma sirkesi uygundur, derecesi %4-6 civarındadır. Elma sirkesi ve suyu 1:1 oranında karıştırın. Bu karışıma limon yağı veya nane yağı veya biberiye yağı eklenebilir. Selülitli bölgeye sürün. Üzerini naylonla ve onun da üzerini battaniyeyle kapatın. Yarım saat – 1 saat bekleyin. Sonra maskeyi yıkayın, nemlendirici sürün.

Ballı sirke maskesi

Eşit ölçülerde bal ve sirkeyi karıştırın, buğday unu ekleyip hamur yapın. Selülitli bölgeye uygulayın, yukarıdaki yöntemle 2 saat bekletin. Ertesi gün tuzsuz yağsız loru aynı bölgeye sürün, sarıp 2 saat bekletin. İşlemleri tekrarlayınca sonucu göreceksiniz.

Beyaz kil maskesi

1 paket kili suyla karıştırın, 5 damla limon, portakal, mandalina yağlarından birini ekleyin, 2 çorba kaşığı tarçın ekleyin. Selülitli bölgeye uygulayıp, yukarıda anlattığımız şekilde sarın. 20-30 dakika bekletin. Bu maske fazla yağların atılmasına ve problemli bölgenin pürüzsüzleşmesine neden olur.


Yağ maskesi

20 ml zeytinyağı (badem, jojoba yağları da olabilir) + 3 damla limon yağı + 3 damla ardıç yağı + 3 damla lavanta yağı. İyice karıştırın, sorunlu bölgeye uygulayın. Yukarıda anlattığımız şekilde kompres yapın. 0.5 – 1 saat bekletin. Daha sonra yıkayıp nemlendirici sürün.

Şifalı bitkilerle yapılan birkaç maske de var. Bu maskeler de şu şekilde sıralanabilir.

Doğal maske 1

Sarmaşık yaprakları ile kırlangıç otu yirmi dakika süreyle suda kaynatılır. Süzülerek elde edilen posaya, yulaf unu karıştırılarak lapa kıvamına gelinceye kadar susam yağı ile yoğrulur. Hazırlanan lapa, temiz bir beze yaydırılarak sorunlu bölgeye konur.

Doğal maske 2

Kayın ağacının kabukları bir saat süreyle suda kaynatılır. Süzülerek elde edilen sıvı bir kaba doldurularak dinlendirilir. Dinlendirilen sıvıdan, tedavi süresince vücudun selülitli bölgelerine iki saatte bir kompres yapılır. Ayrıca ısıtılan bu sıvı ile her gün banyo yapılır.

Scrub

Scrublar ölü deri giderici ve kan dolaşımını hızlandırıcı etki yaparlar. Bu özellikler selülitlere karşı savaşta önemlidirler.

Scrub reçetesi

1 ölçü zeytinyağını ½ ölçü ılık suyla karıştırın, üzerine ½ ölçü deniz suyu ekleyin. Karıştırın. Daha sonra hazır karışımı avucunuza dökün, selülitli bölgeye aşağıdan yukarıya olmak koşuluyla masaj yapın. İşlem bittikten sonra bölgeyi yıkayın, losyon veya krem sürün. Bu yöntemi haftada 1 kez kullanabilirsiniz.

Kahveli scrub 

Yenisini pişin veya bayatını kullanın, fark etmez. Sıcak banyodan sonra, problemli bölgeye masaj yaparak uygulayın. 5-10 dakika bekletin. Yalnız kahve doğal olmalıdır. Karıştırma kahveleri kullanmayın.



Yukarıda bahsettiğimiz deniz tuzunu da scrub olarak kullanabilirsiniz. Sıcak duş sonrası problemli bölgeleri tuzla ovun, 5-10 dakika masaj yapın, işlemden sonra nemlendirici sürün.

Selülit ürünleri yapmaya devam edelim…

Masaj reçetesi 1

2 ölçü badem yağı, 1 ölçü limon yağı, ¼ ölçü lime yağı, 3 ölçü kırmızı şarap, 3 ölçü vodka. Problemli bölgeleri günde 2 defa süngerle uygulayın.

Masaj reçetesi 2

Taze defne ve biberiyeyi cam kavanoza koyun. Üzerine çıkacak kadar susam yağı ve iki çorba kaşığı soya yağını karıştırın. İki hafta güneşte bekletin. Ardından karışımı süzüp içine 4 limon suyu sıkın. Vücudunuza masaj yaparak uygulayın. Bu karışım kan dolaşımını hızlandırır.

Selülit kremi

25 gram okaliptüs yağı + 25 gram melisa yağı + 25 gram adaçayı + 15 adet dövülmüş aspirin + 10 adet limon suyu. Malzemeler iyice birbirine karıştırılır ve sonra masaj yaparak cilde uygulanır. Romatizma ağrısı için de çok faydalıdır.

Bu arada tabii bu masajları, kremleri yapıp kullanırken unutulmaması gereken en önemli şey yukarıda da belirttiğimiz gibi beslenme ve harekettir. Türk cerrah Dr. Mehmet Öz’ün söylediği gibi: “Selülit, deri ile kas dokusunu bir arada tutan lifli bölgedeki yağ birikimi sonucu oluşur. Krem kullanarak selülitten geçici olarak kurtulursunuz, ama yeniden ortaya çıkar. Selülitsiz bir bedene sahip olmak için beslenmenize dikkat etmeniz ve egzersiz yapmanız gerekiyor.”

Selülit tedavisi için bir ipucu: Deniz kumu iyi bir selülit önleyicidir. Kumun içeriğinde bulunan iyot cildinizi canlandırdığı gibi, kumun kendisi cildi ölü deriden arındırır ve selülitleri parçalamaya yardımcı olur.

3 hafta boyunca günde 3 bardak domates suyu içmek de çok yararlı. Toksinlerden bu yolla kurtulabilirsiniz.

Yağlarla selülit önleyici masaj

1. yağ grubu: Zambak yağı, keten yağı, ardıç yağı

2. yağ grubu: Portakal yağı, buğday yağı, nane yağı

3. yağ grubu: Susam yağı, yasemin yağı, anason yağı

4. yağ grubu: Rezene yağı, lavanta yağı, limon yağı

5. yağ grubu: Biberiye yağı, jojoba yağı

Yukarıda gruplar halinde yazdığımız bitki yağlarını bire bir oranda bir kapta karıştırın. Selülitli bölgeye iyi bir masaj yapılarak sürülür. 2 günde bir yapılmalıdır. 1-2 saat sonra yıkanır. Hassas ciltler daha kısa bekletebilir. (Yosunlu sabunla yıkanır.)

Etiketler: , ,

26 Aralık 2013 Perşembe

Suan Dumankaya selülit kremi ve masajı formülü


Güzellik ve şifalı bitkiler uzmanı olan Suna Dumankaya selülit nedenleri olarak sigara, alkol, yanlış beslenme, birden kilo almak ya da birden zayıflamak, hormonlu gıdalar ve dolaşım bozukluğunu gösteriyor.
Suna Dumankaya ayrıca selülit nedenlerinin sadece yukarıda sayılanlardan ibaret olmadığını ve daha pek çok sebebin olduğunu belirtiyor.
Selülitlerden kurtulmak için aşağıdaki Suna Dumankaya selülit kremi ve formülünün uygulanmasının yanı sıra selülit şikayeti olanların sigara ve alkol içmemeleri, düzenli olarak egzersizler yapmaları, fastfood olarak adlandırılan yiyeceklerden uzak durmaları, tuz, şeker ve hayvansal yağları fazla tüketmemeleri ve bol bol su içmeleri tavsiye ediliyor.

Suna Dumankaya selülit kremi tarifi , selülit formülü ve selülit masajı

1 kase deniz tuzu, 1 kase susam yağı, 10 damla biberiye yağı, 10 damla okaliptus yağı ve 10 damla funda yağı uygun bir kap içerisinde karıştılır. Öncelikle yağa batırılan eller daha sonra tuza batırılır ve ardından selülitli bölgelere peeling yapılır. Peeling işleminden sonra ise selülitli bölgeye sıcak havlu sarılarak 15 dakika böylece beklenir. 15 dakika sonra duş alınıp, duşun ardından aromatik yağlar ile selülitli bölgeye masaj yapılır

Etiketler: , ,

25 Aralık 2013 Çarşamba

Suna Dumankaya Selülitten kurtulmak basit bir formül

Suna dumankaya selülit formülü


Kadınların en büyük problemlerinden biri de selülit. Selülitten kurtulmak için size basit bir formül veriyorum;

Bir şişe bebe yağı, bir kutu aspirin ve 5 limonun suyunu karıştırarak selülitli bölgenize düzenli olarak masaj yaparak sürün. Selülit’i önlemek için beslenmenize dikkat etmeniz de oldukça önemli. Ayrıca bol bol yürüyüş yapmanız çok faydalıdır.

Etiketler: , , ,

Kozmetik içeriği KOLAJEN Nedir?

KOZMETİKLER: KOLAJEN Nedir?
Doku hücrelerinin aralarındaki boşlukları dolduran, son derece esnek yapıdaki lifsi protein. Fibroblast denilen özel hücreler tarafından üretilen kolajen, yaşın ilerlemesiyle birlikte esnekliğini kaybetmeye başlıyor.





Serbest radikallerin, kolajen ve elastin liflerinin bozulmasını destekleyerek ve yaşlanma sürecini hızlandırarak cilt hücrelerine zarar verdiği düşünülmektedir. Havadaki kirliliğe neden olan parçacıklar, cildinize ulaşmanın ...

Nar çekirdeğinin antioksidan ve kolajen yapımını uyarıcı etkilerinden ötürü hem cilt kanserinden koruyucu hem de güzelleştirici etkisi bulunuyor. Cilt sıkılaştırıcı, kırışıklık giderici ve tazeleyici, pürüzsüz görünüm verme ...

dokusuna sağlamlığını veren kolajenin üretiminden alyuvarların işlemesine kadar çok sayıda görevi vardır. .... Cilt incelmesiyaslanmayla artar, merhem olarak kullanilan C Vitamini alt deride kolajen üretimini kolaylastirarak ...

Etiketler: ,

19 Aralık 2013 Perşembe

Kozmetik içeriği: Allantoin Nedir?

KOZMETİKLER: ALLANTOIN Nedir?
İyileştirici ve rahatlatıcı etkileri olduğu söylenen botanik bir madde. Cilt için kullanılan kremlerde kullanılan bir madde.



Gliserin, propilen glikol ve kollajen nemlendirici olarak; allantoin, o-bisabolol, pantenol ve Aloe vera ekstreleri ise enfeksiyonlara karşı cildi korumak amacıyla formülasyona ilave edilmektedir. Ayrıca, vitamin A ve E eritemi iyileştirmek ve ...

Ayrıca deride tıraş esnasında oluşan küçük yaraların iyileşmesini hızlandırmak için allantoin de sıklıkla formülasyona ilave edilmektedir. Doğrudan yüze püskürtülerek kullanılacak olan çözelti şeklindeki tıraş sonrası ürünler ...

Etiketler:

18 Aralık 2013 Çarşamba

Alerji Testi (Patch Testi,yama testi)


Patch testi (yama testi) dermatologların cilt alerjisinin tam olarak neye karşı oluştuğunu saptamak için yaptıkları bir testtir. Bu test sırasında sırta 48 saatliğine minik plasterler yapıştırılır. Doktor 72 saat ve/veya 1 hafta sonra reaksiyon olup olmadığını kontrol eder. Bu testin sonunda allerjiye neden olan madde veya maddelerin tümü tespit edilir.

Etiketler:

Kozmetik İçeriği PANTENOL Nedir?

PANTENOL Nedir?

B kompleks vitamininden türetilmiş bir maddedir. Kalın, şurupsu bir yapısı ve nemlendirici özelliği vardır. Yumuşatıcı olarak da kullanılır.



giderilmeli, nem çekmemelidir'. Ayrıca lanolin gibi yağlar, nemlendirici, pantenol ve bitkisel ... Bu ürünler içine silikon, protein, UV filtre ediciler, çözünür boyalar, vitaminler, pantenol, hidrolize hayvan ve bitkisel proteinleri ...

Pantenoik asitin biolojik aktif analoğudur. Mitotik aktiviteyi artırıcı fıbroblastlan uyarıcı ve antienflamatuar özellikleri vardır. D-pantenol sekiler rejenerasyonu artırır. D-pantenol, deriyi nemlendirme özelliğine sahip olduğu için nemlendiricilere ve ...

Vitamin B (Pantenol, Provitamin B5): Hücre yenilenmesini arttırır. Nemlendirici özelliğe sahiptir. Güneşten koruyucu preparatlarda pigment oluşumunu uyarır ve eritem oluşumunu önler. Güneşlenme sonrası ve yaşlanmaya karşı ürünlerde ...

Gliserin, propilen glikol ve kollajen nemlendirici olarak; allantoin, o-bisabolol, pantenol ve Aloe vera ekstreleri ise enfeksiyonlara karşı cildi korumak amacıyla formülasyona ilave edilmektedir. Ayrıca, vitamin A ve E eritemi iyileştirmek ve ...

Etiketler:

17 Aralık 2013 Salı

Şems Aslan ~ Ev yapımı kestane rengi saç boyası hazırlanışı


Malzemeler:
4 Yemek kaşığı kına
Yarım su bardağı hibiskus suyu
Yarım su bardağı ceviz yaprağı suyu
Yarım limon
Yarım çay bardağı siyah çay
1 Çay kaşığı kahve
1 Çay kaşığı tarçın

Hazırlanışı:
1 tepsiye kınayı, Ceviz yapraklarını kaynatın koyu renkteki suyunu, koyu renk vermesi için siyah çayı, bildiğiniz türk kahvesini ilave ettikten sonra akşamdan suda ıslattığınız koyu bordo vişne renkteki  mekke gülü(hibiskus) bitkisinin suyunu ilave edin daha sonra tarçını karışıma ekledikten sonra 1 çay kaşığı limonu saçı koyulaştırmak için(çok koyu olmasını isteyenler yarım limon kullanabilir) ekliyorsunuz. Tüm karışımı karıştırıp (şırınga ile elinize nakış bile yapabilirsiniz) saça eldivenle uygulayın.Önce saç tellerine en son diplere uygulanıyor.

Etiketler: , , ,

12 Aralık 2013 Perşembe

Kozmetik içeriği LANOLİN Nedir?

KOZMETİKLER: LANOLİN Nedir?
Koyunların yağ bezlerinden elde edilen bir maddedir. Bazı bünyelerde alerji yaratabilir ancak kuru cilt için çok iyi bir yumuşatıcı olarak kabul edilir.





Hidrokarbon yağlar ve mumlar (vazelin, mineral yağlar,parafin), bitkisel ve hayvansal yağlar, lanolin ve stearik asit gibi yağ asitleri, lanolin ve setil alkol gibi yağ alkolleri, propilen glikol gibi polihdrik alkoller, lanolin,balmumu, ...

Lanolin, lesitin ve yağ alkollleri gibi yağlandırıcıtar ilave edilerek deriyi yıkama işlemi sırasında derînin yağlı kalmasını sağlarlarve derinin kurumasını engellerler. Kuru ciltlere yönelik sabunlara nemlendirici maddeler (gliserin, kakao yağı, ...

Lanolin mumu • Serezin mumu • Sentetik mumlar. Başlıca kullanılan yağlar; • Hint yağı • Mineral yağ • Lanolin yağı • Hidrojene bitkisel yağlar • Oleil alkol. Rujlara yumuşak ve kremsi bir his uyandırması için az oranda mum, ...

Mineral yağ ve lanolin alkolleri gibi yağlarda dağıtılmış pigment içeren S/Y tipi emülsiyonlardır. Formülasyona kakao yağı, susam yağı gibi bitkisel yağlar ile izopropil miristat, oktil palmitat ve izopropil palmitat gibi sentetik ...

Etiketler: ,

11 Aralık 2013 Çarşamba

Kozmetik içeriği RETİNOL Nedir?

KOZMETİKLER: RETİNOL Nedir?
A vitamininin daha saf ve asitsiz halidir. Cildi yenileme özelliğine sahiptir.



Retinol: Minoksidilin emilimini artırır. • Pantotenik Asit: Ko-enzim A nın yapıtaşlarındandır. Protein sentezinde önemli rol oynar. • Niasin: B3 Vitamini olarak da bilinen niasin damar genişletici özelliğiyle dolaşımı artırarak saçın ...

Retinol vücutta retinoik aside metabolize olan komponentidir. Retinoik asit aşırı güneşe maruz kalınması sonucu ortaya çıkan kutanöz değişiklikleri (Fotoyaşlanma) kısmen geri döndüren farmakolojik maddelerdir. Son yıllarda ...

Yağda çözünen vitaminler (Vitamin A = retinol, Vitamin E) olmak üzere ikiye ayrılırlar. Vitamin A (Retinol): Epitel dokusunun sağlıklı çoğalmasını sağlar ve dış etkenlere bağlı epitel yaşlanmasını geciktirir. Vitamin A palmitat deriden emilerek ...

Peppermint (nane–fazla miktarda) Blackroot Kaçınılması gereken vitamin ve mineraller. A Vitamini (Retinol) C Vitamini (günde 1000mg'dan daha fazla. Hamilelik bitkisel ilaçlar kullanmadan önce natüropat, homeopat ...

Etiketler: ,

10 Aralık 2013 Salı

Kemoterapi ve Işın tedavisinde bulantı kusma


Bu yazı sizin bulantı ve kusma tedavisini ve doktorunuzun önerilerini daha iyi anlamanıza yardımcı olmak için hazırlanmıştır. Mutlaka doktorunuzla aşağıdaki konuları doktorunuzla görüşmenizi tavsiye ederim:


Almakta olduğum kanser tedavisi bulantı ve kusmaya neden olur mu?
Bulantı ve kusmamı kontrol edebilecek güçlü ilaçlar mevcut mu?
Benim hangi tedaviyi alacağıma nasıl karar vereceksiniz?
Eğer verdiğiniz tedavi bulantı ve kusmamı gidermez ise daha farklı neler yapılabilir?
Önerdiğiniz tedavinin muhtemel yan etkileri nelerdir?


Kanser tedavisine başlanmadan önce, hastalar alacakları tedavinin yan etkileri olup olmadığını, varsa bunların neler olduğunu merak etmektedirler. Olabilecek tüm yan etkileri öğrendiklerinde de bunların arasında kaybolmaktadırlar. Unutmayınız ki olabilecek yan etkilerin hepsi mutlaka çıkacak anlamında değildir. Bir kısım hastada bu yan etkilerin bir kısmı görülürken bir kısmında hiçbir yan etki gözlenmeyebilir.

Bulantı ve kusma en çok korkulan yan etkilerden biridir. Kanser tedavisi olan hastaların yaklaşık %7-80’i bulantı ve kusmadan yakınırlar. Mevcut ilaçlarla bu yakınmalar büyük ölçüde önlenmektedir. Kanser tedavisi alan her hasta bu yakınmalar için koruyucu tedavi almalıdırlar.

Bulantı ve kusma vücudun susuz kalmasına, dikkatin dağılmasına, yorgunluğa, yara iyileşmesinde gecikmeye ve iştah kaybına neden olabilir. Eğer bulantı ve kusma çok şiddetliyse ve uzamışsa ortaya çıkan bu belirtiler hastanın günlük yaşantısını ileri derecede bozabilir.

BULANTI VE KUSMA NEDİR?

Bulantı ve kusma birlikte görünmesine rağmen her biri farklı bir durumdur. Bulantı, boğazın arka tarafında ve midede hissedilen rahatsız edici bir duygudur ve kusmayla sonuçlanabilir. Bulantı sırasında tükürük salgısında artış, baş dönmesi, yutma güçlüğü, başını kaldıramama, vücut ısısında değişiklikler ve çarpıntı eşlik edebilir.

Kusmayı genellikle çıkarma şeklinde tanımlarlar. Mide kaslarının güçlü kasılması ile içeriğinin ağza gelmesiyle sonuçlanan bir olaydır. Bulantı olabilir ya da olmayabilir.

BULANTI VE KUSMA NEDENLERİ

Kanserli hastalarda birçok nedenle bulantı ve kusma meydana gelebilir:
Kemoterapi
Işın tedavisi
Kanserin kendisi
Bazı ilaçlar, barsak tıkanıklığı, bunalım, iltihabı hastalıklar ve diğer hastalıklar Bu kitapçıkta üstünde duracağımız bulantı ve kusma, kemoterapi ya da ışın tedavisinin oluşturduğu bulantı ve kusmadır.

BULANTI VE KUSMA NASIL MEYDANA GELİR?

Kemoterapi vücuda girince, sindirim kanalı ve beyindeki alıcılar onu yabancı bir madde olarak algılarlar. Bir dizi karmaşık olaydan sonra beyinde özellikle “P maddesi” diye bir şey salgılanır, bu madde beyinde bulunan bir merkezi tetikleyerek kusmaya neden olur. Bulantının oluşumu tam olarak bilinmemektedir. Kemoterapi verildiğinde iki farklı yoldan mesaj gönderilir.

Beynin belli bir bölgesinin uyarılması
Yemek borusunun, midenin, ince ve kalın barsakların bir kısmının uyarılması Kemoterapi ilaçlarının her iki yolu da kullanarak kusmaya neden olduğuna inanılmaktadır.

BULANTI VE KUSMAYI ETKİLEYEN ETKENLER


Birçok etken rol oynayabilir:
Kullanılan kemoterapi ilaçları
İlaçların dozları; yüksek dozlar daha fazla bulantı ve kusmaya neden olur
İlacı ne zaman ve hangi sıklıkla verildiği; bulantı ve kusmaya neden olan ilaç sık aralıklarla hastaya verilecek olursa, hasta daha bir önceki uygulamanın etkilerini yok etmeden tekrar aynı etkilerle karşı karşıya kalacaktır.
İlacın hangi yoldan verildiği; örneğin damar yolundan verilen ilaçlarda ağızdan alınan ilaçlara nazaran bulantı ve kusma daha erken ortaya çıkar, çünkü ağızdan alınan ilaçların emilerek kana geçmesi zaman alır.
Bireysel farklılıklar; her insan aynı kemoterapiye aynı şekilde reaksiyon vermemektedir.

BULANTI VE KUSMANIN TİPLERİ

Bulantı ve kusmanın çok farklı tipleri vardır. Kemoterapiye bağlı bulantı ve kusma akut (birden başlayan), gecikmiş, öğrenilmiş, beklenmedik ya da inatçı şekillerde olabilir.

Akut bulantı ve kusma kemoterapi verildikten dakikalar ya da saatler sonra ortaya çıkar ve 24 saat içerisinde kaybolur. Kusma özellikle 5–6 saat sonra en kötü hale gelir.

Gecikmiş bulantı ve kusma, kemoterapi bittikten 24 saat sonra ortaya çıkar. Cisplatin, carboplatin, siklofosfamid ve doxorubicin kullanıldığında sık karşılaşılır. Mesela cisplatin bağlı kusmalar özellikle 48–72. saatler arasında en fazladır ve 6–7 gün sürebilirler.

Öğrenilmiş bulantı ve kusma, daha önce yaşanmış kusmayla seyreden durumlardan kazanılmış bir çeşit alışkanlıktır. Önce aldığı kemoterapide yaşadığı bulantı ve kusmadan dolayı, bir sonraki kemoterapi verilmeye başlamadan hastada, bulantı ve kusma ortaya çıkabilmektedir. Daha önceki tedavisi sırasında, örneğin; bulantısı başladığı esnada alkollü pamukla iğne yeri silinmiş ise hasta alkol kokusu duyduğunda bulantıları tekrar başlayabilmektedir. Bu tür bulantı ve kusmaya daha çok aşağıdaki durumlarda rastlanmaktadır;

Elli yaşından küçük. Kadın. Bir önceki kemoterapisinde şiddetli bulantı ve kusması olanlar.
Bir önceki kemoterapisinde sıcaklık hissi tanımlayanlar.
Arabada giderken baş dönmesi yakınması olanlar.
Kemoterapi sonrası baş dönmesinden yakınanlar.
Bir önceki kemoterapisinde terlemeden yakınanlar.
Bir önceki kemoterapisinden sonra güçsüzlük yakınması olanlar.
Endişesi yüksek olanlar.
Kemoterapinin çeşidi.
Gebeliklerinde baş dönmesinden fazlasıyla yakınan kadınlar.

Beklenmedik bulantı ve kusma, önleyici ilaç tedavisine rağmen ortaya çıkar. Bu durumlarda ilaç tedavisini artırmak gerekebilir.
İnatçı bulantı ve kusma, hasta koruyucu tedavi aldığı halde ilk ya da birkaç kemoterapi sonrasında ortaya çıkar.
Kullanılan ilaçlara karşı direnç gelişir ve kullanılan ilaçlara rağmen bulantı ve kusma devam eder.

KEMOTERAPİ VE BULANTI VE KUSMA

Bazı kemoterapi ilaçları diğerlerine oranla daha fazla bulantı ve kusmaya neden olurlar. Bulantı ve kusma önleyici ilaç verilmediğinde ortaya çıkan bulantı ve kusmanın şiddetlerine göre, kemoterapi ilaçları 5 gruba ayrılırlar. 1. grup en az bulantı ve kusma yapma ihtimali olan grup iken, 5. grup etkin tedavi verilmediğinde mutlaka bulantı ve kusmaya neden olan ilaç grubunu temsil eder. Aşağıdaki tabloda bu sınıflandırma gösterilmektedir.

BULANTI VE KUSMA yapmalarına göre ilaçların sınıflandırılması


1.grup kullananların %10’undan azında bulantı ve kusmaya neden olanlar

2.grup kullananların %10-30’unda bulantı ve kusmaya neden olanlar

3.grup kullananların %30-60’ında bulantı ve kusmaya neden olanlar

4.grup kullananların %60-90’ında azında bulantı ve kusmaya neden olanlar

5.grup kullananların %90’ından fazlasında bulantı ve kusmaya neden olanlar

Hastaların hiçbirinde etkin önleyici tedavi verilmemesi durumunda, bulantı ve kusma görülme ihtimallerine göre gruplandırılmıştır.

BULANTI YAPMA DERECESİ


KEMOTERAPİ İLACI



Yüksek derecede yapanlar (5. GRUP)


Doxorubicin veya epirubicin ile cyclophosphamide Altretamine Cyclophosphamide > 1,500 mg/m Carmustine > 250 mg/m Cisplatin >50 mg/m Dacarbazine Mechlorethamine Procarbazine (oral) Streptozocin

Orta derecede yapanlar (3. ve 4. GRUPLAR)


Aldesleukin > 12-15 milyon unite Amifostine > 300 mg/m Arsenic trioxide Azacitidine Busulfan > 4 mg/gün Carboplatin Carmustine 250 mg/m Cisplatin < 50 mg/m Cyclophosphamide 1,500 mg/m

Cyclophosphamide (oral) Cytarabine > 1 g/m Dactinomycin Daunorubicin Doxorubicin Epirubicin
Etoposide (oral)
Idarubicin
Ifosfamide
Imatinib (oral)
Irinotecan

Lomustine Melphalan > 50 mg/m Methotrexate 250 - > 1,000 mg/m Oxaliplatin > 75 mg/m Temozolomide (oral)
Vinorelbine (oral)

Düşük derecede yapanlar (2. GRUP)

Amifostine 300 mg Bexarotene Capecitabine Cetuximab Cytarabine (low dose) 100-200 mg/m
Docetaxel
Doxorubicin (liposomal)
Etoposide
Fludarabine (oral) 5-Fluorouracil
Gemcitabine
Methotrexate > 50 mg/m < 250 mg/m Mitomycin Mitoxantrone

Paclitaxel Çok az bulantıya neden olanlar (1.GRUP)

Paclitaxel-albumin Pemetrexed Topotecan
Alemtuzumab Alpha Interferon Asparaginase Bevacizumab Bleomycin Bortezomib Busulfan Chlorambucil (oral) Cladribine
(2chlorodeoxyadenosine) Decitabine Denileukin diftitox Dasatinib Dexrazoxane
Erlotinib
Fludarabine
Gefitinib

Gemtuzumab ozogamicin Hydroxyurea (oral) Lenalidomide Melphalan (oral low-dose) Methotrexate 50 mg/m Nelarabine
Pentostatin Rituximab Sorafenib Sunitinib Thalidomide Thioguanine (oral) Trastuzumab Valrubicin
Vinblastine

Işın tedavisi ve bulantı ve kusma


Işın verilen bölgeye, miktarına ve hangi sıklıkla verildiğine bağlı olarak bulantı ve kusma görülmesi değişir. Eğer karnın büyük bir kısmına özellikle ince barsakları içine alacak şekilde ışınlama yapılıyorsa bulantı ve kusma görülme ihtimali artar. Karna standart dozda ışın alan hastaların yaklaşık yarısında bulantı ve kusma izlenir. Tedaviden 1–2 saat sonra ortaya çıkarlar ve birkaç saat sürebilirler. Kemoterapi ve ışın tedavisi birlikte alanlarda bulantı ve kusma görülme sıklığı artar. Dozlar büyüdükçe bulantı ve kusma daha sık izlenmeye başlar.

BULANTI VE KUSMA NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Bugün bulantı ve kusmayı önlemekte ya da kontrol etmekte kullanılan birçok ilaç mevcuttur. Kemoterapi ilaçları beynin değişik bölgelerini etkilediklerinden ve hastaların kişisel cevapları da farklılıklar gösterdiğinden bulantı ve kusmayı %100 engelleyen bir ilaç yoktur. Hasta için bulantı ve kusma ilacı seçilirken;

Hangi kemoterapi ilaçları veriliyor,
Bu kemoterapi ilaçlarının hangi gruba dahil oldukları,
Hastanın daha önce yaşadığı bulantı ve kusma yakınmaları ve tedavisinde kullandıkları ilaçlar,
Hastanın bulantı ve kusma ilaçlarına verdiği cevabın yakından izlenmesi,
Bulantı ve kusma ilaçlarının yan etkileri,
Kemoterapi veya ışın tedavisi öncesi bulantı ve kusma ilaçlarının etkin olduğu en düşük dozun verilmesi,

• Bulantı ve kusmanın sadece kontrolü değil engellenmesinin planlanması, gibi özellikler göz önünde bulundurulmalıdır.

Hedef bulantı ve kusmanın önlenmesi olmalıdır. Genelde, kemoterapi başlamadan bulantı ve kusma ilacına başlanmalı ve kusma devam ettiği sürece de kullanılmasına devam edilmelidir. Bazı bulantı ve kusma ilaçları düzenli kullanılırken bazıları gerektikçe alınırlar. Bulantı ve kusma değişik nedenlerden olabileceği için hastaya aynı zamanda değişik ilaçlar vermek gerekebilir. Bu amaçla iki ya da daha fazla ilaç almaları şaşırtıcı değildir.

BULANTI GİDERİCİ İLAÇLAR

Birçok bulantı giderici ilaç çeşidi vardır. Bu ilaçlar her hastada aynı etkiyi göstermeyebilirler. Bu yüzden hastalar aldıkları kemoterapi ilaçlarına göre farklı bulantı giderici ilaç kullanırlar. Örneğin; çok fazla bulantı ve kusma yapan bir kemoterapi alıyorsanız size bulantı ve kusmayı o kemoterapi için en fazla kontrol edebilen bulantı giderici ilaçlar verilir. Şayet bu ilaçlar bulantı ve kusmanızı gidermez ise doktorunuz bunu bilmelidir, ona göre ilaçlarınızda değişiklik yapacaktır. Bu amaçla kullanılan ilaçların listesi aşağıda gösterilmiştir.
Jenerik Piyasa
Alprazolam Xanax
Aprepitant Emend
Dekzametazon Dekort
Difenhidramin Benadryl
Dolasetron Anzemet
Dronabinol
Granisetron Kytril
Haloperidol Haldol
Lorazepam Ativan
Metoklopramid Metpamid
Ondansetron Zofran
Olanzapine Zyprexa
Palonosetron
Proklorperazin

BULANTI GİDERİCİİLAÇLAR NASIL VERİLİRLER

Hastanın durumuna ve tercihine göre verilirler. Eğer hasta ağızdan alabiliyorsa, hap şeklinde vermek en iyi ve en kolay yoldur. Şiddetli kusması olanlarda veya yutamayanlarda farklı yollardan da verilebilirler. Birçoğu damar yolundan kullanılabilir. Bazıları fitil şeklinde, bazıları dilaltında eriyen tablet formunda (sublingual), bazıları da cilde yapıştırılarak (transdermal) kullanılırlar. İlacın hangi yolla verildiğinin ilacın etkinliği üzerinde olumsuz bir etkisi söz konusu değildir.

BULANTI GİDERİCİ İLAÇLAR VERİLİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

Öncelikle hastamıza aşağıdaki soruları yönlendirmemiz gerekir.

Hastamızın kalple ilgili sorunları var mı?
Başka hangi ilaçlar kullanıyor?
Depresyon için ilaç kullanıyor mu?
Böbrek ya da karaciğer rahatsızlığı var mı, daha önce geçirmiş mi?
Bazen ayakta durmada sıkıntısı olur mu?
Araba kullanıyor mu?
İlacını almayı unutmakla ilgili endişeleri var mı?
Yalnız mı yaşıyor?
İlaçlarını almasına yardımcı olabilecek kimsesi var mı?


Birlikte alınan ilaçların birbirlerinin etkilerini azaltma ya da artırma gibi etkileşimleri söz konusudur. Bu nedenle özellikle bu etkiye sahip olmayan ilaçların tercihi önemlidir.

Kytril etkileştiği bilinen herhangi bir ilaç yoktur. Ondansetron kanser ilaçları, depresyon ilaçları, antibiyotikler, ağrı kesicilerle etkileşir, Tropisetron ağrı kesiciler, fenobarbital, rifampisin ile etkileşir, Dolasetron simetidin ve rifampisin ile etkileşir.

Kalp rahatsızlığı olan hastalarda bu rahatsızlıklar üzerine yan etkileri bulunan bulantı giderici ilaçlar kullanılmamalıdır.

Kytril kalp üzerine yan etkisi YOK, Ondansetron kalp üzerine yan etkisi YOK, Dolasetron kalp üzerine yan etkisi VAR, Tropisetron kalp üzerine yan etkisi VAR.

Baş dönmesi ve görmede probleme neden olan ilaçlar özellikle yaşlılara ve araba kullanacaklara verilmemelidir.

Kytril ile ondansetronun bu yakınmalar açısından karşılaştırıldığı bir çalışmada Kytril daha güvenilir bulunmuştur.

Böbrek ya da karaciğer fonksiyonları bozulmuş olan hastalarda kullanılan ilaçların dozlarının yeniden ayarlanması, daha dikkatli kullanılmaları gerekir.


Böbrek hastalığı Karaciğer hastalığı
Kytril Doz değişmez Doz değişmez
Ondansetron Doz değişmez 8 mg dan fazla kullanılmaz
Dolasetron Doz değişmez Doz değişmez
Tropisetron Doz değişmez Doz değişmez
Özellikle çok fazla ilaç kullanan ve yaşlı hastalarda ilaç verilme sıklığı da önem arz eder. Bu durumlarda günde bir kez kullanılacak ilaçlar tercih nedeni olmalıdır.
Kytril etki süresi 24 saatin üzerinde Ondansetron etki süresi 9 saat.

BULANTI VE KUSMANIN DİĞER TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Her ne kadar bulantı giderici ilaçlar tedavinin temelini oluştursa da önceden tahmin edilen bulantı ve kusma için başka tedaviler de denenebilir. Bu yöntemlerde ilaç kullanılmadan vücut ve beyin üzerinde etki ile hasta rahatlatılmaya çalışılır. Bu uygulamalar için eğitimli ve tecrübeli terapistler gerekir. Bunlar yalnız başına ya da bulantı giderici ilaçlarla birlikte uygulanabilir. Bu teknikler;

Gevşeme yöntemi, bulantı ve kusmayı azaltır
Dikkatini dağıtma yöntemi
Duygularını kontrol etme yöntemi
Umutsuzluk duygusunu azaltma yöntemidir


Hiçbir yan etkileri yoktur ve herkese uygulanabilirler. Hipnoz; özellikle çocuk ve ergenlerde işe yarayan bir yöntemdir

İYİ BESLENMENİN YARARLARI

Kanser tedavisi alan hastaların iyi beslenmeleri çok önemlidir. Hastalıkla ilgili birçok faktör bunlara kemoterapide dahildir, hastanın iştahını önemli ölçüde etkiler, vücudun bazı gıdaları tolere etmesini ve bunları kullanmasını da bozabilir. Tedavideki hastaların gıda ihtiyaçları farklı olabilir. Bunun için sağlık ekibi her hastanın ihtiyaçlarını ayrı ayrı belirlemelidir. Kanser tedavisi sırasında sağlıklı beslenmek hastaların;

Daha iyi hissetmelerini
Güçlü kalmalarını ve enerjik hissetmelerini
Kilolarını koruyup, vücut besin depolarını devam ettirebilmelerini
Hastalıklarıyla ilgili yan etkilerin üstesinden daha iyi gelmelerini
Mikrobik iltihap riskini azaltmalarını
Hızla toparlanmalarını, sağlar.


Sağlıklı yemek demek, hastalıkla mücadele için gereken tüm besin gereksinmelerini karşılayacak şekilde her türlü gıdadan almak demektir.

KEMOTERAPİ ALAN HASTALAR İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ


Kemoterapi verileceği gün hastaların bir şeyler yemiş olması gerekir. Birçok hasta kemoterapi öncesi hafif bir şeyler atıştırmış olmaktan mutlu olduğunu belirtmektedir.
Birçok kemoterapi ayaktan verilebilmektedir. Birkaç dakikadan birkaç saate kadar süren kemoterapi uygulamaları vardır. Gerekirse hastalar kalacakları süreye göre yanlarında yiyecek hafif şeyler getirmelidir.
Tedavi alırken yorgunluk yakınması çok olmaktadır. Bunun için mümkün olduğunca dinlenmeli, sizi yoracak şeylerden kaçınmalı ve enerjik kalmanızı sağlayacak şekilde beslenmelisiniz.
Eğer tedavinin yan etkileri yemenizi güçleştiriyorsa, yemeye çalışmak için kendinizi aşırı zorlamayınız. Az az ve sık sık hafif yiyecekler yemeye çalışınız. En çok canınızın çektiği yiyecekleri öncelikle deneyiniz. Tedavi süresince günden güne beslenmenizin düzeldiğini göreceksiniz.
Kendinizi iyi hissettiğinizde, iştahınız yerine geldiğinde düzenli yeme alışkanlıklarınıza devam ediniz. Canınızın istemediği yiyecekleri yemek için çaba sarf etmeyiniz, karnınız tokken yine de bir şeyler yemeye çalışmayınız, sadece vücudunuzun isteklerine kulak veriniz.
Birçok yan etki gelip geçicidir. Eğer ısrar edecek olursa bundan doktorunu mutlaka haberdar etmelidir. Yerinde müdahalelerle beslenmeye bağlı yan etkiler düzeltilerek hastanın kilosunu ve enerjisi korunmuş olur.

IŞIN TEDAVİSİ ALAN HASTALAR İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ

Işın tedavisi sırasında ışının uygulandığı bölgeye, ışın dozuna, bölgenin büyüklüğüne ve tedavi sayısına bağlı olarak yan etkilerle karşılaşılır. Akciğer ışınlandığında genellikle karşılaşılan yutma güçlüğü ve yanmadır. Tedavi sırasında ve sonrasında sağlıklı beslenmek önemlidir. Eğer bulantı giderici ilaçlara rağmen bu yan etkiler devam ediyorsa mutlaka gerekli önlemler alınmalıdır. Bazı hastalar evlerinden uzakta ışın tedavisi merkezlerine gitmek zorunda olduklarından iyi beslenmeleri daha da sorunlu hale gelebilmektedir. Bu hastalarda mutlaka beslenmeleri için yanlarında özellikle buzdolabı gerektirmeyen, kolay bozulmayacak uzun ömürlü gıdalar bulundurmalıdırlar. Işın tedavisi alan hastaların beslenme açısından dikkat etmesi gerekenler;

Tedaviye gelmeden en az 1 saat önce bir şeyler yemeleri gerekir
Eğer tedaviye gitmek için uzun bir yol kat ediyorlarsa yanlarında bozulmayacak yiyecek ve içecek bulundurmalıdırlar.
Yerken zorlanıyorlarsa sevdikleri yiyeceklerden az az sık sık yemelidirler.
Her hastada yan etkile farklı görülebileceğinden bir başka hastayla birebir aynı yen etkileri beklememelidirler.

YAN ETKİLERİN TEDAVİSİ

Eğer yemek yemede güçlük çekiyorsanız ve şeker hastalığı, kalp hastalığı gibi hastalıklar nedeniyle özel bir diyet almanız gerekiyorsa, tedavi sırasında tüm bunlar göz önünde bulundurulmalı ve bazı esneklikler sağlanmalıdır.

Üç öğünden ziyade, daha az daha sık yenmelidir. Ekstra kalori ve protein alınmalıdır. Hatta destekleyici beslenme ürünleri kullanılabilir.
Kendinizi daha iyi hissettiğiniz saatlerde gereken besinleri almaya gayret ediniz. Birçok hasta kahvaltı saatlerinde kendilerini daha iştahlı ve iyi hissetmektedirler.
Gerekiyorsa bir diyet uzmanı ile birlikte çalışılmalıdır.
Bulantı giderici ilaçlar işe yaramıyorsa bundan mutlaka sağlık ekibinin haberi olmalıdır.

Sizin de ayrıca yapabileceğiniz ya da dikkat edebileceğiniz birkaç şey mevcuttur. Midenizi rahatsız etmeyecek yiyecek ve içecekler alınız. Kraker, ekşi yiyecekler gibi.
Bulantınız varken kendinizi bir şeyler yemeye zorlamayınız.
Küçük miktarlarda yiyiniz.
Yemeklerle birlikte sıvı alımını azaltınız, çünkü sıvı midenizde şişkinliğe neden olarak yemek yemenize engel olabilir. Yemekler dışında bol bol sıvı almaya gayret ediniz (2–3 litre/gün).
Yemekleriniz soğuk ya da oda sıcaklığında olsun.
Bulantınız varsa yemek hazırlama işini mümkünse bir başkası yapsın.
Her kusmadan sonra ağız temizliğini ihmal etmeyiniz bol suyla çalkalayınız, mümkünse dişlerinizi fırçalayınız. Belinizi sıkmayacak giysiler giyiniz.
Yemek yediğiniz yerin havalandırılmasına dikkat ediniz, yemek kokuları olmasın.
Bulantı ve kusmayı artıran ses, görüntü ya da kokulardan uzak durunuz.
Yine de bulantı ve kusmanızı kontrol edemiyorsanız doktorunuzu bu durumdan haberdar ediniz.

İLERLEMİŞ HASTALIKTA BULANTI VE KUSMA

Hastalığı ilerlemiş kişilerde sürekli bulantı kusma hayat kalitesini ileri derecede bozar. Burada bulantı ve kusmanın nedenleri şunlar olabilir:

Ağrı için uyuşturucu özellikte (morfin vb), ve depresyon ilaçlarının kullanılması.
Kabızlık (çoğunlukla morfinli ilaçların yan etkisidir).
Beyin ve kalın barsak tümörleri
Susuz kalma.
Mide ülserleri.

İlerlemiş kanserde bulantının en sık nedeni kabızlıktır. Bulantı ve kusmayı azaltmak ve kabızlığı önlemek için hastaların dışkılama alışkanlıkları mutlaka takip edilmeli ve hekim tarafından tedavisi ihmal edilmemelidir.

Etiketler:

9 Aralık 2013 Pazartesi

Bioxcin Şampuan Nedir? Bioksin Serum ile Saç Dökülmesi Tedavisi


BIOXCIN şampuan nedir?
Bioxcin şampuan,saç dökülmesi problemi olan yada saçlarını korumak ve daha güçlü,dirençli
saçlara kavuşmak isteyenleriçin özel olarak formüle edilmiş bitkisel şampuandır.

Bioxcin Şampuan ne işe yarar?

Bioxcin Şampuan , İçerigindeki bitkilerde dogal olarak bulunan aktif maddeler ile saçların dkülmesine karşı etkilidir. Saçları daha canlı,parlak ve hacimli hale getirir,s aç ve saçlı deriye daha sağlıklı bir görünüm kazandırır.
Etkinliği klinik testlerle onaylanış Bioxcin Şampuan , üstün performansının yanısıra diğer yöntemlerle
karşılaştırıldıgında,kullanımı son derece kolay ve zahmetsizdir.

Bioxcin Şampuan Yan Etkileri ve zararları

Aktif maddeleri kimyasal değildir,
%100 bitkisel kaynaklıdır ve hiçbir yan etkisi yoktur.

BIOXCIN Şampuan Neye yarar? Bioxcin şampuan özellikleri
Bioxcin,içeriğindeki %100 bitkisel aktif maddeler ile 5-alfa redüktaz enziminin hem tip 1,hemde
tip 2 izoenzimini inhibe eder ve bu etkisi ile saç kökünün cansızlaşmasına neden olan DHT oluşumunu engeller.Böylelikle saç dökülmesine engel olur,saç tellerini kalınlaştırır,güçlendirir,
düzenli ve sürekli kullanımda ölmemiş saç foliküllerinin canlanmasına yardımcı olur.

BIOXCIN SAMPUAN içeriği
*Flavonidler (Myricetin,Kaempferol ve Apigenin)
*Doymamiş yağ asitleri (Linoleic acid ve Oleic acid)
*Betasitosteroller
*Vitaminler (A , B1 , B2 , B5 , E vitaminleri ,Folic Acid gibi)
*Mineraller (çinko,magnezyum,potasyum,kalsiyum,demir gibi)

Bioxcin Şampuan saç dökülmesini engeller mi? Bioxcin saç dökülmesini nasıl engeller?

*Bioxcin Şampuan,içerdiği flavonoidler (Myricetin ve Kaempferol),doymamış yag asitleri
(Linolenic Acid ve Oleic Acid),betasitosteroller ve cinko sayesinde 5-alfa redüktaz enzimini
inhibe eder ve böylelikle DHT olusumunu engeller. Myricetin,5-alfa redüktaz enziminin özellikle
tip 1 izoenzimini, Kaempferol ise tip 2 izoenzimini inhibe ederek etkisini gösteririr.
*Bioxcın Sampuan içerdiği Apigenin isimli flavonoid sayesinde,saç diplerindeki kılcal kan damarlarını düzenleyerek saç dökülmesine engel olur.
*Bioxcin,içerdiği vitaminler (A, B1 , B2 , B5 , E vitaminleri,Folic Acid gibi)ve mineraller(çinko,magnezyum,potasyum,kalsiyum,demir gibi)sayesinde,saçın beslenmesini ve sağlıklı olmasını sağlar.

Bioxcin şampuan güvenli mi, güvenilir mi?

BIOXCIN’İN KANITLANMIŞ SONUÇLARI…
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’nda,bitmiş ürün ile yapılan,

ETKİNLİK TESTLERİNDE…
*Sürekli ve düzenli kullanımda saç dökülmesinin engellendigi,
*Zayıflamış saç köklerini canlandırıp,saça direnç,dolgunluk,parlaklık ve canlılık
kazandırdıgı
*Kepegi azalttıgı ve yeniden olusumunu önlediği

GÜVENİRLİK TESTLERİNDE…
*Yan etkisinin olmadığı,
*pH degerinin saç derisine ve cilde uyumlu oldugu,
*Alerjik bir reaksiyona neden olmadığı,
*Gerçekleştirilen melanin ve eitem ölçümleri ile dermatolojik olarak güvenilir olduğu kanıtlanmıştır.

Bioxcin Şampuan KULLANIMI: Bioxcin şampuan nasıl kullanılır?
Islak saça hafif masaj yaparak uygulayın ve iyice durulayın.Yaglı saçlar için hergün,
Kuru-Normal saçlar için ise iki günde bir kullanılması önerilir.

Bioxcin Şampuan Faydaları nelerdir?

Bioxcın Sampuan,içeriğindeki %100 bitkisel kaynaklı aktif maddeler ile saçların dökülmesinekarşı etkilidir,saç tellerini kalınlaştırır,güçlendiriri,saça hacim ve direnç kazandırır. Sürekli ve düzenli kullanıldıgı taktirde ölmemiş saç foliküllerinin canlanmasına yardım eder.
Bioxcin Şampuan,saç ve saçlı deriyi nazikçe temizlenirken aynı zamanda içeriğindeki vitaminler ve mineraller ile besleyip böylelikle saçların canlı,güçlü ve sağlıklı olmasını sağlar.
Etkinliği ve güvenirliği İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı’nda,bitmiş ürün ile yapılan klinik testlerle kanıtlanmıştır.
Saça uygulanan birçok şampuandaki bazı kimyasal maddeler saç dökülmesinin nedenlerinden biridir.Bioxcın sampuan’ın aktif maddeleri tamamen bitkiseldir ve hiçbir yan etkisi yoktur.
pH degeri saç derisine uygun olup ciltte herhangi bir alerji,tahriş ve iritasyona neden olmaz.
Bioxcin şampuan Kepeğe Karşı etkilidir, yeniden olusumunu engeller.
Formulasyonunda sağlığa olumsuz etkileri oldugu bilinen,buna ragmen diğer şampuanlarda yaygın olarak kullanılan SLS(Sodıum Lauryl Sulfate) ve SLES (Sodium Laureth Sulfate) içermez. u nedenle cildde iritasyona ve alerjik reaksiyona neden olmaz.F ormulasyonunda bu maddelerin yerine sağlığa zararlı olmayan Magnezyum Laureth Sulfateve sodıum Myreth Sulfate kullanılmıştır.
SLS cilt üzerinde iritasyona ve alerjik reaksiyona neden olur.kanıtlanmış kansorojen bir maddedir.Kanda,kansere yol açan sayısız maddenin dolaşmasına neden olur. SLES de cilt üzerinde iritasyona neden potansiyel kanserojen bir maddedir.
Renklendirici içermez.


Saç dökülmesi şikayeti olanlar için, saç dökülmesine bitkisel çözüm arayanlara:, uzmanlardan bitkisel çözüm önerileri:

İbrahim Saraçoğlu saç dökülmesi için Lavanta Kürü

Saç dökülmesi için Ahmet Maranki saç maskesi

Suna Dumankaya saç dökülmesi için bitkisel tarif


Etiketler: ,

7 Aralık 2013 Cumartesi

Ebru Şallı selülit maskesi

Televizyonunda Ebru Şallının verdiği Selülit Maskesi

Malzemeler

4-5 adet  küçük köy biberi

Hazırlanışı:

Biberleri biraz suya atıp 4-5 dakika kaynatın daha sonra çatalla püre haliene getirin.

Uygulama

Elinize eldiven takarak selülitli bölgeyi iki elinizle 10 dakika ovun  kızarıklık ve sızı olacak ancak ağrı pik yaptıktan sonra azalacak bu kürle selülitten eser kalmaz. Ebru Şallı bu kürü Dünyaca ünlü dermatolog Dr. Brandt tan aldığını ve kendisinin krem üretmesine rağmen bu kürden etkili bir ürünün olmadığını itiraf ettiğini söyledi.

Not:Sabah kahvaltısından önce (45dk) 2 bardak pempe greyfurt içilmesininde faydalı olacağını belirtti

Etiketler: , , , ,

4 Aralık 2013 Çarşamba

İbrahim Saraçoğlu Asma Yaprağı kürü

Dolmasını sarmasını çok severek yediğimiz asma yaprağı alkolü bırakmak için son derece etkili bir bitki. İbrahim Saraçoğlunun keşfi olan asma yaprağı formülü.









 Malzemeler
  * 12 tane taze asma yaprağı
  * 2 bardak su 

Uygulama
Suyun içinde asma yapraklarını 6 dakika kadar kaynatın ve haftada 3 defa için. her defasında taze kaynatılıp içilecek .( önceki günden kalan yaprak suyunu içmeyin). bu suyu içen alerde alkole karşı bir tiksinti ve isteksizlik meydana gelecek ve alkolu bırakmaları daha kolay olacaktır.

Etiketler: ,

Ayhan Ercan ve Tabder Üyesi Aktarlar'dan Şifalı bitkiler

 Gülben Ergen'in programında AKTARLAR, KENDİ BÖLGELERİNDE YETİŞEN VE BİRÇOK DERDE DEVA OLAN ŞİFALI BİTKİLERİ TANITTI. Ayhan Ercan Programa telefonla katılan izleyicilere yeni çıkan doğadaki sağlık isimli kitabını hediye etti. 14 Bin Bitkinin Hastalıklarda kullanıldığını 2 bin kadarının Türkiyede yetiştiğini söyleyen Ayhan Ercan ile Gülben Ergen programda türkiyenin bitki haritasını çıkardı.

Alıç Çiçeği Ankara Bölgesi
Amasyada Mahlep
Tokatta Kuşbburnu
Sivasta Üzerlik tohumu
Malatya Çörekotu
Adıyamam Hatmi çiçeği
Şanlıurfa İsot
Gaziantepte Nane, Hünnap
Hayay'da Meyan Yörelere özgü bitkilerden bazıları

Hatmi Çiçeği


Ankaradan Aktar Sefer Özipek Hatmi çiçeğini tanıttı
Genel Olarak Solunum yolu rahatsızlıklarında Boğazı yumaşatma,nezleyi giderme
balgam söktürme,bademcik iltihaplarında kullanıldığını söyledi.

Pişik Önleyici Hatmi Çiçeği

Bir su bardağı sütün içerisinde beş dakika kaynatıp süzdükten sonra kaynatıp pişik olabilecek yerlere sürdüğümüz zaman
hatmi çiçeğinin pişik önleyici olduğunu söyledi.

Hatmi Çiçeği

Hatmi Çiçeği'nin Kalp ve tansiyon ilaçlarının yanetkisi olan öksürüğü bir ay düzenli kullanıldığında tamamen önlediğinide söyledi.

Kalp damar hastalıklarına ve kolesterol için tedavi

Ayhan Ercan Hünnap Sirkesi'nin Kalp ve damar hastalıklarına ve kolesterol için çok geldiği söyledi.

Programda Ateş böceği Ercan Ayhan Ercanın kolesterolünü düşürdüğünü kendisiyle tanışık olduğundan çok şanslı olduğunu söyledi.

Böbrek Rahatsızlıklarına

Bursadan Karaçalı dikeni Programda tanıtıldı.
Böbrek Rahatsızlıklarına kum taş gibi çok iyi gelen ve bağışıklık sistemini güçlendiren  bitkinin kullanımı

1 Litre Kaynamış duyun içersine 1 tutam attıktan sonra 10 dakika demlenip süzülür.Şeker atmadan
aç olarak günde 3 defa içilir.(Hamilelikte kullanılmaz)

Tip -2 Şeker Hastalarında

Trabzondan hakiki Yaban Mersini Tanıtıldı.
Tip -2 Şeker Hastalarında  bitkinin çok etkili olduğu belirtildi. İdrar Yolu Enfeksiyonlarına da çok iyi geldiğin söylendi.

Kırkkilit otu

Ayhan Ercan Kırkkilit otunun Saç bakımı için çok önemli olduğu saç dökülmesini önlediğini  söylendi. Kullanımı çayı demlenip sprey yardımıyla saç derisine sıkılıp nemlendiriliyor.


Çakşır Kökü

Çakşır kökünün sperm kalitesini cinsel gücü ve doğurganlığı  artırdığı programda anlatıldı.
Kaliteli bir balla macun haline getirilip kullanılması önerildi.

Etiketler: , , , , ,

3 Aralık 2013 Salı

Kozmetik içeriği CITRONELLA YAĞI Nedir?

KOZMETİKLER: CITRONELLA YAĞI Nedir?
Sabun ve deodorantlarda yaygın olarak kullanılan bir antiseptik. Böcek savar etkisi de vardır.





Antimikrobik ve böcek kovucu etki gibi kokunun sağlayabileceği ikincil yararlar. Kozmetik krem ve losyonlar, dudak boyaları, şampuanlar, saça şekil veren ürünler gibi birçok kozmetik ürün değişik oranlarda koku maddelerinin ...

Etiketler: ,

Şems Arslan ~ Egzema Kremi

MALZEMELER:
- 1 çay kaşığı aynı safa
- 25 gr. balık yağı
- 3 adet fırında kızarmış kabuklu ceviz.
YAPILIŞI:
Fırında kızartılmış kabuklu cevizler kırılıp içnideki ceviz içini havanda dövdükten sonra bir kavanoza koyup üzerine diğer malzemeleri ekleyip 1 hafta karanlıkta bekleteceğiz. 1 hata sonunda elde edilen karışımı tülbentten süzüyoruz.
KULLANIM ŞEKLİ:
Elde ettiğimiz kremi eğzamalı bölgelerin üzerine sürüyoruz.


Sağlıkla ve güzellikle kalın Şems Arslan...

Etiketler: , , ,

2 Aralık 2013 Pazartesi

Suna Dumankaya'dan ayak nasırına çözüm

Suna Dumankayanın ayak nasırı için önerisi

Suna Hanım, ayağımın küçük parmağında, hem içte hem de yan tarafta nasır oluştu. Oje şeklinde sürülen ilaçları kullandım, fakat bir yararını görmedim. Özellikle kapalı ayakkabı giyince çok sıkıntı veriyor. Bundan kurtulmam için önereceğiniz bir formül var mı?

Üç diş sarmısağı dövün ve buna bir çay kaşığı da zeytinyağı ekleyin. Nasır iyileşene kadar bunu her akşam nasırlara sürüp sarın. Nasırlarınız giderek küçülecektir. Ayrıca nasıra ütülenmiş lahana yaprağı sarmak da iyi gelir.

Etiketler: , , ,

Şems Arslan ~ Ayak Banyosu(Ayak ve tırnak mantarı, topuk dikeni, egzema)

AYAK MANTARI, TOPUK DİKENİ , TIRNAK MANTARI, ÖDEM VE EKZEMA ’yı ÖNLEYEN DOĞAL TARİF:
.
2 yemek kaşığı - RENDELENMİŞ KÜKÜRTLÜ-KATRANLI SABUN ( SATIŞIMIZDA)
2 yemek kaşığı - SARI KİL ( SATIŞIMIZDA)
1 yemek kaşığı - HİMALAYA TUZU ( SATIŞIMIZDA)
1 çay kaşığı - KURU HARDAL
3 litre - SICAK SU< UYGULAMA:
MALZEMELERİ SICAK SUDA KARIŞTIRIN.
HER AKŞAM 20 DK AYAKLARINIZI SUDA BEKLETİN.
HAFTADA 3 - 4 DEFA, 2 AY BOYUNCA KULLANINIZ.

Sağlıkla ve güzellikle kalın Şems Arslan...

Etiketler: , , ,

Uzm.Dr.Elif Güveloğlu ~ Çörek Otunun Faydaları

Çörekotunun şifa özellikleri yaklaşık üçyüzbin yıldan beri bilinmektedir. Avrupa’da uzun yıllar büyük itibar görmüştür ancak zamanla başka şifalı bitkiler keşfedildikçe itibarı azalmıştır. İslam dininin hakim olduğu toplumlarda ise şifa kaynağı olarak kullanılmasına hemen hiç ara verilmemiştir.
Peygamberimizin ‘Çörekotuna kıymet veriniz zira o ölümden başka her derde şifadır’ diye hadisi mevcuttur. Ortadoğu ülkeleri arasında birçok derdin dermanı olduğu için “Habbat Al Barakah” ya da “Kutsanmış Tohum” olarak bilinir. Binlerce yıldır Ortadoğu, Asya ve Afrika’da kullanıldığı gibi günümüzde Amerika ve Avrupa’da da kullanılmaktadır. Bu şifalı bitkinin içerdiği etken maddeler ve faydaları hakkında yüzlerce araştırma yapılmış yine yüzlerce bilimsel makale yayınlanmıştır.


Çörekotunun birçok değişik cinsi bulunur, sağlığa etkileri de değişiktir. En tanınmışları Türk baharatı olan ‘nigella damescena’dır. Zehirli cinslerinin de olması ilginçtir.

Çörekotunun tarihçesi çok eskilere dayanır. Gerçek çörekotu, Kuzey Afrika ve Batı Asya’dan gelmektedir. Eski çağlardan beri Mısır ve diğer Arap ülkelerinden gelen çörekotu tohumundan çıkarılan yağ kullanılır.Mısır firavunlarınca sıkça kullanılmıştır. Kraliçe Nefertiti’nin vucuduna çörekotu tohumu yağı sürdüğü bilinir. Firavun Tutankamun’un mezarında arkeologlar çörekotu yağı bulmuşlardır ki yazıtlarda bunun öteki hayatta dirildiğinde kullanılması için konulduğuna rastlanır. Mısır’da bugün bile her evde ilaç olarak bulundurulur ve birçok rahatsızlıkta kullanılır. Kadın hastalıkları, iktidarsızlık,şeker hastalığı, ateşlenme, grip ve başağrısı bunlardan bazılarıdır.
Çörekotu gerçek anlamda ortaçağda tanınmaya başlanır. Ünlü doktor ve filozof İbni Sina kitaplarında çörekotunun tesirlerini yazar ve insanlar sonra bu bitkinin iyileştirici gücünü keşfederler. Kuduz, iltihap ve urlarda yüzyıllar boyu kullanılır. Aç karna alındığında parazit ve kurt düşürücü etkisi vardır.

Bugün çörekotunun doğal tıbba kazandırılmasının ise bir tesadüfe bağlı olduğu söylenir. Rivayetlere göre 19. yy başlarında değerli bir at astıma yakalanmış ve sahibi ümitsizlikle doğal bir iyileştirme yöntemi aramaya başlamış. Mısır’lı bir doktorun tavsiyesiyle çörekotu kullanmaya başlamışlar ve at iyileşmiş bu araştırmacıların dikkatini çekmiş ve tüm dünyada ilim adamları çörekotunun içeriğini araştırmaya başlamışlar. Mısır’da atların yemlerine bağışıklıklarını artırmak için yüzyıllardır çörekotu karıştırılmaktyadır. Sadece Mısırda değil Türkiye, Hindistan ve birçok doğu ülkesinde çörekotu yaygın olarak kullanılır.

Bilimsel çalışmalardan ilginç sonuçlar elde edilmiştir. Çörekotu tohumunda doymamış yağ asitleri,linoleik asit, alfa linoleik asit, kafur, alfa pinen, eterli yağlar,saponinler, vitaminler (B1, B2, B6, Folik asit ve niasin), bazı mineraller (demir, kalsiyum, magnezyum, çinko ve selenyum), bazı amino asitler ve birçok eser element bulunur. Doymamış yağ asitleri hormonların yapımına katkıda bulunduklarından sağlıklı bir savunma, hormon ve sinir sistemi için gereklidirler. Gereğinden fazla çalışan savunma hücrelerini durdururlar. Hücre yenilenmesine yardımcı olurlar. Kandaki kolesterolün normale dönmesine yardım ederler, tansiyonu düşürüp damar sertleşmesi ve enfarktüs riskini azaltırlar. Sabahları aç karnına alınan 9-10 adet çörekotu veya bir çay kaşığı çörekotu yağı kolesterolü ve kan şekerini düşürüp kalp damar hastalıklarını önler.

Yaraların iyileşmesine yardımcıdırlar.

Çörekotunun içerdiği eterli yağlar nigellon ve alfa pinendir. Bu maddeler, iltihap ve ağrı giderici ve idrar söktürücüdür. Nigellon, solunum borusunu genişleterek astımda ve bronşitte fayda sağlar.

Araştırmalar, çörekotunun devamlı kullanıldığında kan şekerini düşürdüğünü göstermiştir. Bunun nedeninin içerdiği eterli yağlar olduğu sanılmaktadır.

Bağışıklık sistemini düzenlediği ve alerjiyi durdurduğu kanıtlanmıştır. Astımda ve sinirsel deri hastalıklarında çok faydalıdır. Öğütülmüş tohumları idrar ve adet söktürücüdür Hazımsızlık, bronşit ve hormon bozukluklarında kullanılır. Şişkinliğe, ishale ve kadınlardaki ayhali ağrılarında kullanılır. Anne sütünü artırır. Kramp giderici özelliği vardır. Şeker hastalığında çok önemli iyileştirici etkileri mevcuttur.Çörekotuyağı, saç dökülmesi ve kepekte saça sürülerek uygulanır.
Çörekotunun savunma sistemini düzenlediği binlerce yıldır bilinir. Öyle ki savunma sisteminin az çalışması kadar fazla ve kontrolsüz çalışması da sorun yaratır ve bağışıklık sistemimizin kendi organizmamıza zarar verdiği otoimmün hastalıklar ortaya çıkarlar. Birçok romatizmal hastalık, bazı böbrek hastalıkları, Behçet hastalığı, sedef, vitiligo, şeker hastalığı ve bazı karaciğer hastalıkları otoimmündür. Çörekotu savunma sistemini dengeleyip tekrar gerektiği kadar çalışmasıonı sağlar ve birçok otoimmün hastalıkta fayda sağlar. İnsandaki lenf hücreleri olan akyuvarlardaki kök hücre faliyetlerini ve doğal savaşçı hücre sayısını artırır fve buna bağlı virüs öldürücü etkisi mevcuttur.

Avrupa’da yayınlanan Kanser dergisi ekim 1999 sayısında,fareler üzerinde yapılan bir çalışmada, çörekotundaki thymoquinone adlı etken maddenin mide kanserine etki ettiğine dair bir makale yayınlanmıştır.

Hiçbir yan etkisi bulunmayan bu doğal ilacın Almanya’da tohumu ve yağı saf veya kapsül şeklinde eczanelerde ve baharatçılarda bulunur. ABD ‘de de son yıllarda çörekotuna olan talep çarpıcı şekilde artmıştır.

Etiketler: ,