29 Şubat 2012 Çarşamba

Hemoglobin, Hematokrit, MCV, MCH ve MCHC

Hemoglobin, Hematokrit, MCV, MCH ve MCHC

Anemi, total vücut eritrosit kütlesinde azalma olarak tanımlanır. Ancak, pratikte anemi tanısı için eritrosit sayısından çok hemoglobin miktarı kullanılır; kan hemoglobininin "12 g/dL oluşu anemi olarak değerlendirilir. Anemiler daha sonra MCV ve MCHC değerlerine göre sınıflandırılır:.

Mikrositik / Hipokromik Anemi

(düşük MCV, düşük MCHC)

*    Demir eksikliği

*    Talasemi

*    Kronik hastalığa bağlı

*Sidseroblastik

*    Kurşun zehirlenmesi

*    Hemoglobin E varyantı nedeniyle

Makrositik/Normokromik Anemi

(yüksek MCV, normal MCHC)

*    Folat eksikliği

*    Vitamin B12 eksikliği

*Miyelodisplastik sendromlar

*    Hipotiroidizm

Normokromik/Normositik Anemi

(normal MCV, normal MCHC)

Bu tip anemilerde ilk yapılacak iş retikülosit sayımıdır. Yüksek retikülosit sayısı normo-rejeneratif

anemi, normal retikülosit sayısı hiporejeneratif anemiye işaret eder.

Normorejeneratif Normositik Anemiler
*    İmmünohemolitik anemi

*    Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği

*    Hemoglobin S veya C

*    Herediter sferositoz

*    Mikroanjiopatik hemolitik anemi

*    Paroksismal hemoglobinüri

Hiporejeneratif Normositik Anemiler

*    Kronik hastalığa bağlı anemi

*    Kronik böbrek yetmezliğine bağlı anemi

*    Aplastik anemi

Pek çok ilaç ve yabancı madde bazı kişilerde aplastik anemiye yol açabilmektedir bazıları:

Amfoterisin
sülfonamidler
fenasetin
trimetadion
gümüş
klordiazepoksit
tolbutamid
tiyourasil
karbamazepin
kloramfenikol
tetrasiklin
oksifenbutazon
arsenik
klorpromazin
pirimetamin
karbimazol
asetazolamid
kolşisin
penisilin
aspirin
mefenitoin
bizmut
promazin
kinakrin
metimazol
klorotiazid
dinitrofenol
ristosetin
indometazin
fenitoin
altın
trifluoperazin
karbutamid
perklorat
klorfeniramin
streptomisin
fenilbutazon
primidon
civa
meprobamat
klorpropamid
tiosiyanat
tripelenamin
benzen


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Monosit


Monositozis (monosit yapımında artış) akut enfeksiyonların iyileşme döneminde görülür. Ayrıca kronik granülomatöz enflamasyon (tüberküloz, sifilis, brusellozis, Chron hastalığı, sarkoidoz gibi), ülseratif kolit, sistemik lupus, romatoit artrit, poliar-teritis nodosa, hematolojik neoplazmalar ve bazı zehirlenmelerde (karbon disülfit, tetrakloroetan ve fosfor zehirlenmeleri) görülebilir. Monositoza yol açan ilaçlar: Griseofulvin, haloperidol ve metsüksimiddir.
.
Monositopeni (monosit düşüklüğü), genel olarak klinik açıdan önemli değildir.



NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Lenfosit

Lenfositozis (lenfosit artışı) enfeksiyöz mono-nükleoz, viral hepatit, sitomegalovirüs enfeksiyonu ve diğer viral enfeksiyonlar, boğmaca, toksoplaz-mozis, brusellozis, tüberküloz, sifilis, lenfositik lösemi gibi hastalıklarda ve bazı zehirlenmelerde (kurşun, karbon disülfit, tetrakloroetan ve arsenik gibi) görülür. Olgun lenfosit sayısı 50 yaş üstünde bir yetişkinde eğer> 7000/ıuL ise, büyük olasılıkla kronik lenfositik lösemi söz konusudur. Lenfosit sayısını artıran ilaçlar: Aminosalisilik asit, griseofulvin, halope-ridol, levodopa, niasinamid, fenitoin ve mefenito-indir.
.
Lenfopeni (lenfosit düşüklüğü) AİDS için karakteristiktir. Ayrıca akut enfeksiyonlarda, Hodgkin hastalığında, sistemik lupusta, böbrek yetmezliğinde, karsinomatoziste ve ışınlama sonrasında (hema-topoietik hücreler içinde ışınlamaya en duyarlı olanlar lenfositlerdir) görülebilir. Lenfopeniye yol açan ilaçlar: Kortikosteroitler, lityum, mekloretamin, me-tiserjit, niasindir.

NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Bazofil


Bazofili (bazofil artışı) eğer mutlak ise miyeloproliferatif hastalığa işaret eder. Diğer bazofili nederileri allerjik reaksiyon, suçiçeği, ülseratif kolit, miksödem, kronik hemolitik anemi, Hodgkin hastalığı ve splenoktomi olabilir. Östrojenler, antitiroid ilaçlar ve desipramin bazofil sayısını artırabilir.
.
Bazopeni (bazofil düşüklüğü), genel olarak klinik açıdan önemli değildir.

NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Eosinofil


Eozinofili (eosinofil artışı) başlıca allerjik bozukluklarda ve yaygın parazitozda görülür. Ayrıca pem-figus, dermatitis herpetiformis, kızıl, akut romatizmal ateş, çeşitli miyeloproliferatif neoplazmalar, ışınlanma, pol¡arteritis nodosa, romatoid artrit, sarkoidoz, sigara içimi, tüberküloz, koksidiomikozis nedeniyle, ailesel olarak ve akut enfeksiyonların iyileşme döneminde eozinofili görülebilir.
.
Eozinopeni (eozinofil düşüklüğü) akut olayların (şok, ileri piyojenik enfeksiyonlar, trauma, cerrahi uygulma gibi) ilk döneminde görülür. Eozinopeniye yol açabilen ilaçlar: Kortikosteroitler, epinefrin, me-tiserjit, niasin, niasinamidve prokainamiddir.


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Nötrofil


Nötrofili (nötrofil artışı) enfeksiyöz olsun veya olmasın akut bir olaya işaret eder. Belirgin nötrofili (>25000/jiL) hematolojik malignansi (lösemi, miye-lofibrozis) veya lökomoid reaksiyon ikilemini doğurur. Bu ikilem, periferik yayma, lökosit alkalen fosfa-taz ve perifer kanının ya da kemik iliği granülosit-lerinin sitogenetik analizi ile giderilebilir.
.
Sigara içenlerde granülosit sayısı içmeyenlere oranla yüksektir. Günde içilen paket başına toplam WBC artışı 1 000 /jiL civarındadır.

Nötrofil azalması (nötropeni), paradoksal da olsa, bazı enfeksiyonlarda (tifo, brusellozis, viral hastalıklar, riketsiozis ve sıtma gibi) görülebilir. Diğer nötropeni nedenleri aplastik anemi, alösemik akut lösemiler, tiroid anormallikleri, hipopitüitarizm, siroz ve Chediak-Higashi sendromu olabilir.

NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Granülosit


Granülosit fraksiyonunda nötrofiller, eosinofiller ve bazofiller yer alır. Bu hücrelerin sayısı incelenirken,

önemli olan mutlak sayının elde edilmesidir. Mutlak sayı, bu fraksiyonların yüzdesinin WBC sayısı ile çarpımından elde edilir. Örneğin, WBC 6ooo/|iL iken %2 bazofil i2o/|iL sayısını verir ki bu normaldir; ancak, WBC 75000/|iL iken %2 bazofil 1500 bazofil/|iL sayısını verir ve kronik miyelojen lösemi tanısına götürür.
.
NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Lökosit Sayısı


Lökosit sayısı günümüz laboratuvarlarmda WBC (White Blood Celi) kısaltmasıyla verilmektedir. WBC, gerçekte birim hacim kanda granülosit, lenfosit, mo-nosit gibi lökosit fraksiyonlarının toplamıdır. Otomatik cihazlarla yapılan ayrım mikroskop ile yapılan kadar doğru olmasa da, eğer diğer hematolojik parametreler normalse, otomatik cihazlarla yapılan ayrım yeterlidir.
.
NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Trombosit Sayımı

Kanda trombosit yapımının artışı (trombositoz) pek çok enflamatuar durumda, miyeloproliferatif hastalıklarda, akut ya da kronik kan kaybında, he-molitik anemilerde, kanserde, dalağın alınışı sonrasında, egzersiz sonrasında görülür.
.
Kanda trombosit sayısının düşüklüğü (trombosi-topeni), trombosit üretimindeki ya da tüketimindeki anormalliklere bağlı olarak açığa çıkar. Trombosit üretimi anormallikleri Wiskott-Aldritch sendromu, May-Hegglin anomalisi, Bernard-Soulier sendromu, Chediak-Higashi anomalisi, Fanconi sendromu, a-plastik anemi, kemik iliği replasmanı, megaloblastik anemi, ağır demir eksikliği anemisi ve üremi gibi durumlarda görülür. Trombosit tüketimindeki anormalliklere bağlı trombositopeni ise otoimmün trom-bositopeni (idiopatik trombositopenik purpura ve sistemik lupus), yaygın damar içi pıhtılaşma, trom-botik trombositopenik purpura, konjenital heman-jiom, dalak büyüklüğü, ağır kanamalar ve ağır enfeksiyonlarda görülür.

NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Polisitemi


Polisitemi, total vücut eritrosit kütlesinde artış olarak tanımlanır. Polisiteminin mutlak eritrositoz-dan mı (polisitemi vera, ektopik eritropoietin salgı-lanışı, methemoglobinemi, kronik hipoksi, aşırı oksijen afinitesi gösteren hemoglobinler), yoksa nispi eritrositozdan mı (stres ve dehidratasyon) kaynaklandığını saptamak için radyoaktif krom elementiyle işaretleme yapılarak eritrosit kütlesi ölçülür.
.
NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Eritrosit Sayısı


Eritrosit sayısı, günümüz laboratuvarlarında "RBC" (Red Blood Cell) kısaltmasıyla verilmektedir. Eritrosit sayısında azalma genel olarak talasemi minör dışındaki tüm anemilerde görülür. Eritrosit sayısında artış ise mutlak ya da nispi eritrositotik durumlarda (polisitemi vera, hipoksi, dehidrasyon, stres) ve talasemi minörde görülür. Eritrosit sayısı ortalama eritrosit hacmi (mean corpuscular volume: MCV), ortalama eritrosit hemoglobini (mean corpuscular hemoglobin: MCH) ve ortalama eritrosit hemoglobin konsantrasyonu (mean corpuscular hemoglobin: MCHC) gibi eritrosit indislerinin hesaplanışında kullanılır.
.




NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Monosit Nedir? ~ Monosit Düşüklüğü ~ Monosit Yüksekliği


Monositozis (monosit yapımında artış) akut enfeksiyonların iyileşme döneminde görülür. Ayrıca kronik granülomatöz enflamasyon (tüberküloz, sifilis, brusellozis, Chron hastalığı, sarkoidoz gibi), ülseratif kolit, sistemik lupus, romatoit artrit, poliar-teritis nodosa, hematolojik neoplazmalar ve bazı zehirlenmelerde (karbon disülfit, tetrakloroetan ve fosfor zehirlenmeleri) görülebilir. Monositoza yol açan ilaçlar: Griseofulvin, haloperidol ve metsüksimiddir..

Monositopeni (monosit düşüklüğü), genel olarak klinik açıdan önemli değildir.


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

LDL-kolesterol

LDL-kolesterol ise "kötü kolesterol" olarak bilinir. Genellikle, serum kolesterol, HDL-kolesterol ve trigliserit değerlerinden yola çıkılarak hesaplamayla elde edilen bir değerdir. Temel olarak ateroskleroz olayı, kanda başlıca LDL kolesterolü taşıyan düşük dansiteli lipoprotein (LDL) lipitlerinin oksidasyonuna dayandırılmaktadır. Bu nedenle LDL-kolesterol, ateroskleroz riskini değerlendirme açısından birincil parametre olarak görülmektedir. Serumda ideal LDL-kolesterol düzeyi <100 mg/dL'dir.
.

NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Trigliserit

Trigliserit düzeyi kolesterol ve fraksiyonlarından bağımsız bir risk faktörüdür. Özellikle trigliserit artışı dış kaynaklı değilse ya da şilomikron denilen lipo-proteinlerdeki artışa bağlı değilse risk daha büyüktür. Trigliserit artışının nedenleri lipoprotein elektro-forezi yapılarak açıklığa kavuşturulabilir. Serumda trigliserit değerinin 500 mg/dL'yi aşması, genellikle kişinin yemek sonrası kan vermesinden kaynaklanır. Bu nedenle, trigliserit ölçümleri için kan örnekleri 12-14 saat açlık sonrasında alınmalıdır. Stres ve yüksek karbonhidrat içeren diyet de trigliserit yüksekliğine neden olabilir. Kullanılan ilaçlara bağlı olarak trigliserit artışı görülebilir: Kolestiramin, kortikosteroitler, östrojenler, mikonazol, oral kontraseptifler, spirono-lakton gibi.
.
Serumda trigliserit düşüklüğü abetalipoproteinemi, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, hipertiroidizm, malnutrisyon ve malabsorbsiyon durumlarında görülür.


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

HDL-kolesterol

HDL-kolesterol, "iyi kolesterol" olarak bilinir. Çünkü, HDL-kolesterol arttığı ölçüde kalp damar hastalığı riski azalır. Serum HDL-kolesterol düzeyinin <35 mg/dL olması, total kolesterolden bağımsız olarak, koroner kalp hastalığı için risk kabul edilir. Total kolesterol/HDL-kolesterol oranı da koroner kalp hastalığı riski açısından değerlidir; bu oran düştüğü ölçüde koroner kalp hastalığı riski azalır..


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Total kolesterol

30-50 yaş grubundaki kalp damar hastalığına bağlı mortalité ile bağıntılı bulunmuştur. Serumda 180 mg/dL eşik değerini aşan her 10 mg/dL total kolesterol, kalp damar hastalığı nedeniyle ölüm riskini %9 artırır. Yetişkin erkek popülas-yonun yaklaşık olarak %80'i bu eşik değerin üzerinde kolesterole sahiptir. Elli yaşın üstündekilerde kolesterol düzeyleriyle mortalité arasındaki bağıntı zayıflar. Bunun değişiklikte, >50 yaş grubunda diğer hastalıkların kolesterol düşürücü etkileri rol oynayabilir..


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Tirotropin (Tiroid Stimülan Hormon, TSH)

Tirotropin (Tiroid Stimülan Hormon, TSH)

Serumda TSH artışı primer hipotiroidizmde (hafif olgularda normalin 3 katı kadar, ağır miksödemde normalin 100 katma kadar yükselme), Hashimoto ti-roiditinde, hipofiz tümörlerinde görülür. Özellikle erken hipotiroidizm tanısında yararlıdır. TSH yüksekliğine yol açan ilaçlar: İyot içeren ilaçlar (iopanoik asit, ipodat, amiodaron), dopamin antagonistleridir (metoklopramid, domperidon, klorpromazin, halo-peridol).

Serumda TSH azalışı, hipertiroidizmde, tiroidit ya da tiroid bezi dışında salgılanan tiroid hormonlarına bağlı tirotoksikozda, hipofiz ya da hipotalamus kaynaklı hipotiroidizmlerde görülür. Özellikle hipertiroidizm taraması ve tanının doğrulanması için yararlı bir testtir. TSH azalışına yol açan ilaçlar: Glukokor-tikoitler, dopamin agonistleri (bromokriptin), levo-dopa, tiroksin-(replasman amaçlı), apomorfin, piri -doksindir..


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Total Tiroksin (T4)


Serumda total tiroksin ölçümü, hem fizyolojik olarak aktif fraksiyonun (serbest tiroksin) hem de tiroksin bağlayan proteine (TBG) bağlı olan inaktif formun toplamını verir. Hipertiroidizmde ve TBC artışı olan ötiroid durumlarda görülür. Hipertiroidizmde bazen tiroksin artışı (total ya da serbest) olmaz ama serbest triiodotironin (T3) artışı görülür. Bu nedenle, eğer klinik olarak tirotoksikozdan kuşkulanmıyorsa, triiodotironin ölçümü gerekir..

Tiroksin, hipotiroidizmde ve TBG'in azaldığı ötiroid durumlarda azalır. Günümüzde serbest T4 de ölçülebilmektedir.


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Globulin ve Albumin/Globulin oranı


Albumin ile orantısız olarak globulin artışı (albumin/globulin oranında azalma) kronik inflamasyon ile miyelom ve Waldenstrom makroglobulinemisi gibi B-lenfositi kaynaklı neoplazmalarda görülür. Serum globulininde artışla ilgili olarak serum protein elektroforezi ile daha iyi bilgi elde edilebilir..

Globulin azalışı konjenital ya da edinilmiş hipo-gamaglobulmemik durumlarda görülür. Klinik durum hakkında serum ve idrar protein elektroforezi ile daha iyi bilgi elde edilir.


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Albumin


Serum albumininde mutlak bir artış normalde karşılaşılan bir durum değildir. Hemokonsantrasyona bağlı olarak nispi albumin artışı görülebilir. Hiperonkotik albumin süspansiyonlarının verilişi nedeniyle yapay olarak mutlak albumin artışı görülebilir..

Serum albumininde düşüş, albumin sentezinde azalma (malnutrisyon, malabsorbsiyon, karaciğer hastalığı ve diğer kronik hastalıklar), aşırı albumin kaybı (nefrotik sendrom, çeşitli gastointestinal hastalıklar, yanıklar vb.) ve katabolizma artışı (tirotok-sikoz, kanserde kemoterapi, Cushing hastalığı, ailesel hipoproteinemi) durumlarında görülür.


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Total Protein


Serum total proteininde artış albumin ya da globulin fraksiyonlarında veya her iki fraksiyonda birden artıştan kaynaklanır. Belirgin total protein artışı genellikle hacim kontraksiyonundan, venöz stazdan (kan alınışı sırasında turnikenin uzun süre bağlı kalışı) ya da hipergamaglobulinemiden ileri gelir..

Serum total proteininde azalma, tersine, albumin ya da globulin fraksiyonlarında veya her iki fraksiyonda birden azalmadan ileri gelir.


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler:

Bilirubin

Serumda total bilirubin yükselişi hepatoselüler hasar (infeksiyöz hepatit, alkolik ve toksik karaciğer hastalıkları, neoplastik hastalıklar), intra ve ekstrahepatik safra yolu tıkanmaları, intravasküler ve ekstravasküler hemoliz, fizyolojik yenidoğan sarılığı, Crigler-Najjar sendromu, Gilbert hastalığı, Dubin-Johnson sendromu ve fruktoz intoleransmda görülür..


Kolestazda ve kronik karaciğer hastalığının ileri dönemlerinde direkt bilirubinde orantısız artışlar görülebilir. Hemoliz ve Gilbert hastalığında indirekt (konjuge olmayan) bilirubin yüksekliği ağır basar.

Serum total bilirubininde azalış klinik önem taşımaz. Demir eksikliği anemisinde serum total bilirubini düşebilir.

Kolestaza yol açan ilaçlar aşağıda verilmektedir:
aminosalisilik asit
androjenler
azatiopirirı
benzodiazepinler
karbamazepin
karbarson
klorpropamid
propoksifen
östrojenler
penisilin
nikotinik asit
imipramin
meprobamat
metimazol
oral kontraseptifler
projestinler
eritromism
fenotiyazinler
sülfonamidler
sülfonlar

Hepatoselüler hasara yol açan ilaçlar aşağıda verilmektedir:
asetammofen
allopurinol
ammosalisilik asit
amitriptilin
androjenler
asparajinaz
aspirin
azatiopirin
karbamazepm
 klorambusil
kloramfenikol
klorpropamid
dantrolen
disülfiram
östrojenler
etanol
etiyonamid
halotan
ibuprofen
mdometazin
demir tuzları
zoniazid
MAO inhibitörleri
merkaptopurine
metotreksat
metoksfluran
metildopa
mitramism
nikotinik asit
nitrofurantoin
oral kontraseptifler
papaverin
parametadion
penisilin
fenobarbital
fenazopiridin
fenilbutazon
fenitoin
probenesit
prokainamid
propiltiourasil
pirazinamid
kinidin
sülfonamidler
tetrasiklinler
trimetadion
valproik asit   


NOT: Tüm klinik laboratuar testlerinin klinik anlamlarım belirtmek mümkün olmadığından, yalnızca en çok istenen rutin biyokimyasal ve hematolojik testler ele alınmış, başlıca artış ve azalış nedenleri konulmuştur. Genel olarak, herhangi bir testin referans değerleri (normal sınırları) kullanılan teknik, cihaz ve yönteme bağlı olarak değiştiğinden, sayısal değerler vermekten kaçınılmıştır.

Etiketler: